Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

·
Puan vermedi
Kanunların Ruhu
Montesquieu’nün en önemli eseri olan Kanunların Ruhu  yaklaşık yirmi yıllık bir çalışmanın ürünüdür. Fransız Devleti’nin basın-yayın hayatına uyguladığı sansür ve baskı nedeniyle Cenevre’de ve anonim olarak yayımlanmıştır. Eser, her biri on ila yirmi bölümden müteşekkil otuz bir kitaptan oluşmaktaydı; iki cilt halinde basılmıştı. Montesquieu, Kanunların Ruhu’nda, yasaların ve genel olarak halkın yaşam tarzı ve kültürünün oluşumunda iklimin rolüne büyük önem atfeder. Aslında, iklimin insan ve toplumun mizacına olan etkisi ilk defa Montesquieu tarafından ele alınmış bir mesele değildi. Hipokrat (M.Ö. 460370)’tan İbn Haldun (1332-1406)’a ve Jean Bodin (1529-1596)’e kadar birçok düşünür iklim ve coğrafyanın insan ve toplum üzerine olan etkilerinden söz etmişti. Daha sonraki dönemlerde, bu konuda aşırı fikirler ileri sürenler de yok değildi. Örneğin, XIX. yüzyılda Fransız filozof Victor Cousin (1792-1867), iklimin ve tabiatın insan üzerine etkisini şu abartılı ifadelerle dile getiriyordu: “Bana bir ülkenin haritasını verin, şeklini, iklimini, sularını, rüzgârlarını ve bütün fizikî coğrafyasını söyleyin; doğal üretimini, bitki örtüsünü, hayvanlarını söyleyin, ben de apriori o ülkenin insanının ne olacağını, belli bir çağda değil tüm çağlarda, rastlantısal olarak değil zorunlu olarak o ülkenin tarihte ne gibi bir rol oynayacağını size söyleyeyim” . Montesquieu, iklimin insanların karakterlerini (mizaç) belirlediğini; dolayısıyla örf ve adet, kanunlar ve hükümet biçimlerinin oluşumu üzerinde etkili olduğunu savunur. Düşünüre göre, soğuk iklimlerde insanlar daha gayretlidir. Bunun nedeni, soğuk iklim koşullarında yaşayan insanların biyolojik durumlarıdır. Bu insanların kalpleri daha kuvvetli ve kan dolaşımları daha sağlıklı olduğu için biyolojik olarak diğer insanlara göre üstündürler. Bu üstünlük, yani fizikî olarak kuvvetli olma duygusu; daha güvenli, daha az kuşkucu, tedbirli ve akıllı olma durumunu da beraberinde getirir. Soğuk iklimlerde insanlar zevk konusunda pek az, ılıman ülkelerde daha çok duyarlıdırlar. Sıcak ülkelerde ise insanların bu konudaki duyarlılıkları pek şiddetlidir . Montesquieu’ye göre yeryüzünde Kuzeye doğru gidildikçe kusurları çok az, erdemleri çok fazla olan insanlarla karşılaşılır. Güneye doğru inildikçe ise durum bunun tam tersidir. İklime bağlı etkenler, toplumsal kurumlar ve kanunlar üzerinde de etkili olur. Montesquieu, örneğin kölelik kurumunun doğrudan iklimin bir sonucu olduğunu savunur: “Fazla ısının vücudu gevşettiği ve insanları tembel ve ruhsuz yaptığı, yalnızca ceza korkusunun onları yararlı bir iş yapmaya zorladığı bir ortamda, kölelik akla pek aykırı görünmez. Kölenin efendisine olduğu gibi, efendinin de hükümdarına karşı gevşek davranması, sivil (toplum içindeki) köleliğin yanı sıra siyasî köleliğin de ortaya çıkması sonucunu doğurur” . Montesquieu’ye göre, iklim kadar bir ülkenin coğrafi durumu da orada yaşayanların mizaçlarını etkiler. Aşağıdaki pasajı kaleme alırken, aklından Britanya Adaları’nın geçtiğini tahmin etmek zor değildir: “Ada sakinleri, kıtalılara göre özgürlüklerine daha düşkündürler. Adaların alanı genellikle küçüktür; halkın bir kısmı diğerini baskı altında tutmak için kolay kolay seferber edilemez. Deniz onları büyük imparatorluklardan ayırır; tiranlık dar sınırlar içinde kendine o denli destek bulamaz. İstilacılar deniz tarafından durdurulur; adalılar istilaya uğramayacakları için kendi kanunlarını kolaylıkla koruyabilirler” . Bu eserinin en orijinal yanı ise toplum türleri ile hükümet tiplerini doğrudan ilişkilendirmesidir.
Kanunların  Ruhu Üzerine
Kanunların Ruhu ÜzerineMontesquieu · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2017508 okunma
·
158 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.