Bilimkurgu denilince akla ilk gelen filmler oluyor sanırım. Edebiyat altta kalır mı peki içinde kurgu geçen herhangi bir şeyde? 1950lerdesin gezegenler bir bilinmeyen (hala da öyle) düşünsene bembeyaz kocamaaan bir alan al kalemini at koştur dilediğin gibi. Yaz baba yaz yani kim dur diyebilir? Ray Bradbury zamanın, çağının dışına taşmış bir yazar, galiba insanlıkla sıkıntısı olduğu için, belki de kendisi kaçmak istediği için dünyadan bir hayal kurmuş. Sonra gerçeklerden de uzaklaşamamış ama. İnsanı dünyadan çıkarsan da insan olmayı insandan çıkaramıyorsun. Gittiği her yerde kendinden iz bırakır, nerede olursa olsun kendi düzenini kurar, o bencilliklerini, hırslarını, duygularını, düşüncelerini de beraberinde getirir. Mars da neymiş yer mi lan Dünya Çocuğu :) orayı da dünyaya benzetmeyi yani mahvetmeyi çok iyi becerir. 2030’da Mars’ta başlayıp orada biten, müthiş tahlilleriyle, muazzam hayal gücüyle bezenmiş özgün konusuyla eğlenceli, sürükleyici bir kitap olmuş. Bir şans veriniz, seveceksiniz hatta artık Ray Bradbury denilince aklınıza ilk bu eseri gelecek. Velhasıl dünya bizim, biz dünyalıyız, onu koruyalım dünyada kalalım çünkü şayet varlarsa Marslılar bizi suya götürür susuz getirir arkadaşlar, mahvoluruz, ona göre..

Mars YıllıklarıRay Bradbury · İthaki Yayınları · 20201,789 okunma

·

42 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

cansu