İnternette romantizm akımını arattığımızda bulduğumuz belli başlı özelliklere bakalım: - 19. yüzyıl boyunca Avrupa'yı etkisi altına almıştır. - Kuralcı klasik sanat anlayışına karşıdır. - Duygu ve hayal ön plana çıkar. - Günlük yaşam ön plana çıkmıştır. - Kişiler ya hep iyi ya da hep kötüdür. - Her sınıftan insanlar eserlerde görülür. - Ulusal değerler ön plana çıkmış, evrensellik arka plana atılmıştır. - Yazarlar kendi duygu ve düşüncelerini açıklamaktan çekinmez. Aslında incelemeyi burada bitirebiliriz. Zira kitabın arka kapağında yazıldığı üzere, kitap bünyesindeki hikâyelerin %90'ı "Anadolu romantizmi" diye tarif edilen bir yaklaşımla kaleme alınmış; bu yüzden yukarıdaki özellikler Taşralı'yı büyük ölçüde özetliyor. Hikâyelerin 20. yüzyılın tam ortasında kaleme alındığı göz önüne alınınca, buna "geç kalmış romantizm" demek daha isabetli olacaktır. Taşralı'yı günümüzden okumaya kalkınca bu geç kalmışlığı fazlasıyla hissediyorsunuz. Fikirlerini neredeyse ayan beyan ortaya koyan anlatıcı, her hikâyede yazarla kolayla ilişkilendirilebilecek karakter, ya çok iyi ya çok kötü olan tipler, sonu belli hikâyeler bu oldukça hacimli hikâye kitabını iyice ağırlaştırıyor. İyi denebilecek hikâyeler var elbette. Özellikle zengin bir cemaatin anlatıldığı hikâyedeki manzaraların günümüzde yansımalarını görmeye devam ediyor olmamız çok çarpıcıydı. Romantizmi içine iyice çekmiş birkaç hikâyeye de kendimi kaptırmadım diyemem tabii. Eserin sonuna doğru yer alan Mahşer'deki tasvirler de dehşete düşürücü. Son tahlilde, Taşralı, güzel dertleri olan ve bu dertler uğruna eyleme geçen müstesna bir şahsiyetin yazdığı bir eser; ama maalesef edebî açıdan hem yazarının hem de günümüz okurunun fazlasıyla "geç kaldığı" bir eser. Yazarın diğer kitapları varken bununla vakit kaybetmeyin derim. Romantizm bilgileri şu adresten alınmıştır: turkedebiyati.org/edebiyat_akimla...

TaşralıNurettin Topçu · Dergah Yayınları · 2013304 okunma

·

27 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.