Gönderi

Mevlanâ Halid-i Bağdâdi Hazretleri irşâda başladığı günlerde, Bağdat vâlisi Said Paşa ziyaretine gelmişti. Gördü ki, birçok âlim dahî sessiz bir şekilde ve başları önüne eğik, âdeta hizmetçiler gibi edeple huzûrda oturmaktalar. O sırada içeri giren Mevlânâ Halid Hazretleri'nin heybetini görünce diz çöküp titremeye başladı. Kısık bir sesle duâ istedi. Mevlânâ Hâlid Hazretleri de ona duâ edip şu nasihatte bulundu: "Kiyâmette, herkes kendi nefsinden suâl olunur. Sen ise nefsinden ve emrin altında olanların hepsinden suâl olunursun. Bunun için Hak Teâlâ'dan ziyâdesiyle kork! Çünkü önünde öyle bir gün vardır ki, o günün korku ve dehşetinden analar, süt emen yavrularını unuturlar. Hâmile olanlar, korkudan vakitsiz doğururlar. İnsanları sarhoş görürsün. Hâlbuki onlar sarhoş değildir, ancak Allah Teâlâ'nın azâbı çok şiddetlidir." Bu sözler üzerine Said Paşa'nın titremesi arttı ve yüksek sesle ağlamaya başladı. Şeyh Hazretleri kalkıp mübârek elini Paşa'nın boynuna koydu ve beraberce mescide bitişik olan zâviyelerine geçtiler.
·
11 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.