Onlar ki;
kürsülerden nutuk atmaya bayılırlar! Mükellef sofralarda tıka basa doyup ''Elhamdulillah'' çektikten sonra ''Mübarek sahabe efendilerimiz açlıktan karınlarına taş bağlardı'' diye ağlamaklı ağlamaklı konuşurlar!
Kandil gecelerinde , gül yağı kokuları arasında sahabe hayatı anlatırlar. ''Sünnettir insallah'' diye tabağın kenarında hiçbir sey bırakmadan yedikçe yerler ama tabağın içindekini bölüşmeyi hiç düşünmezler... Her yemekten sonra ''huri'layn'' duaları ederler; ev üstüne ev, eş üstüne eş isterler ama onları yoksul bekârlarla evlendirmeyi, hele iş sahibi yapmayı akıllarından bile geçirmezler... Nedense her şeye kendilerini layık görürler