Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

540 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Sylvia Plath ile lise yıllarımın ilk zamanlarında tanıştım ve diğer bütün okumalarımın önünü açtı diyebilirim: Nilgün Marmara, Tezer Özlü, Cesare Pavese, Virginia Woolf, Sartre... Sırça Fanus'u da çok severek okumuştum ama bu başka, kendi kaleminden hayatına eşlik etmek, ne diyebilirim ki, muazzam ve maalesef ki bir o kadar da hüzünlü... Sylvia Plath, bu günlüğü 1950 yazında üniversiteye gitmek için evden ayrılmadan önce yazmaya başlamış. Kitabın bazı bölümleri ise arkadaşlarına yazdığı mektuplardan alıntı. Bu günlükler Sylvia'nın manik depresif ruh halini, hırsını, azmini, çalışkanlığını ve dünyayla baş etmek için çırpınışını anlatıyor.Hayatının amacını arayan bir kadın görüyoruz cümlelerinde. Arıyor, arıyor ama bulamıyor çünkü hiçbir zaman yeterli olamayacağını düşünüyor, üstelik istediği şeyleri gerçekleştirmek için kendini fazlasıyla yorgun ve hüzünlü hissediyor. İnişli çıkışlı hayatını düşününce gayet olağan görünüyor aslında hisleri. Belki de birileri onun bu hüzünlü halini zamanında fark etseydi istediklerini yapabilirdi çünkü yapmak istediği her şeyi yapabilecek güçte bir kadındı, kuvvetli sezgileri ve bir o kadar derin kalemiyle. Hayata karşı hepimiz kendi mücadelemizi veriyoruz fakat farklı şekillerde. "Hassas kalpler için dünya bir cehennemdir." diyor ya Goethe, yaprağın ağaçtan ayrılışına üzülecek denli hassas bünyeler için bu mücadelenin ne kadar çetin olduğu aşikâr. Sylvia'nın mücadelesi de böyle, var olmayan bir baba, ilgisiz ve güven vermeyen bir koca, bir türlü alışılamayan annelik rolü ve hayata dair daimi bir anlam arayışı...
Günlükler
GünlüklerSylvia Plath · Kırmızı Kedi · 20141,079 okunma
·
165 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.