19. yüzyıl Rusya'sında üç tane general bir arada oturmuş sohbet ederken, bunlardan bir tanesi huzur bozan bir fikir ortaya atıyor. "Astlarımıza daha iyi davranmalıyız, kendimizi onlardan üstün görmemeliyiz, hümanist olmalıyız, onlar da insan" temalı bu fikre diğerlerinin verdiği "lan oğlum sen generalsin, ne hümanistliği amk" minvalindeki itirazlar da etki etmez ve kahramanımız bu insanlığı her şeyin üstüne koyan fikrini kanıtlamak için bir çalışanın düğün eğlencesine sürpriz bir ziyarette bulunur ve her zamanki gibi hayat ona gerçeklerle hayalleri karıştırmamak gerektiğini gösterir.