Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

472 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Gabriel Arafta'da insanüstü mükemmellikte bir erkek arkadaş figürü var karşımızda. Öyle ki yazar Gabriel'in ayaklarına dahi değinmeden geçememiş. Sürekli verici, sürekli fedakar, sürekli özverili... Eski benliğinin bencilliğinden uzaklaşmak için fedakarlık ve vericilik olayını fazlasıyla abartmış bir Gabriel... Kulağa çok cazip ve sevimli gelse de Gabriel'i sürekli olarak Julia'ya hizmeteden mükemmel bir varlık olarak görmek biraz rahatsız etti açıkçası. Keşke Julia'yı da Gabriel için küçük süprizler yaparken görebilseydik, o zaman eşit olabilirlerdi. Kitabın tamamı boyunca Julia beni çileden çıkardı resmen, özellikle de soruşturmadaki acemice ve aptalca (bu kelimeyi karşılayacak daha kibar bir şey bulamadım) davranışlarıyla. John'un "Saf olduğunu biliyorum ama aptallığının derecesi nedir?" sorusu (sf. 252) duygularımı dile getiren cümle oldu. Bu kadar saçma davranmasaydı, ilk kitaba nazaran daha az kırılgan oluşunun olumlu etkisi daha iyi hissedilebilirdi. Yine ilk kitaptaki gibi çok, çok güzel cümleler; paylaşmadan duramadığım alıntılar vardı. Romantizmin derecesi artmıştı. Edebi eserlere ve sanat eserlerine bolca yer verilmişti, okumayı kesip onları incelemek bir zevkti. İsmen bahsedilmese de karakter davranışlarından da hissediliyordu. Örneğin, Gabriel'in ayrıldıktan sonraki ilk görüşmelerinde yağmurun alında ağacın arkasından çıkması Uğultulu Tepeler'deki Heathcliff'in bekleyişini hatırlattı. Julia'yı "Benim tatlı, tatlı kızım" diye sevmesi Romeo'nun Juliet'e seslenişi gibiydi. Bu tarz yrıntıları yakalamak eğlenceliydi. Paul'a gerçekten üzüldüğümü belirtmeden geçemeyeceğim. Ona daha fazla yer verilmesi iyi olmuş, umarım bir sonraki kitapta onu da mutlu görürüz.
Gabriel Arafta
Gabriel AraftaSylvain Reynard · Optimum Kitap · 2012324 okunma
·
130 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.