Çoban keçilerini otlağa götürmüş, bir de bakmış ki hayvanlarının arasına yaban keçileri karışmış. Hiç ses
etmemiş, akşam olunca hepsini alıp ağıla götürmüş. Ertesi gün bir fırtına kopmuş. Çoban hayvanlarını dışarı
çıkaramamış, hepsine de içeride bakmak zorunda kalmış. Ama kendi keçilerine birer tutam ot vermiş:
"Ölmesinler, yeter!" demiş; ötekilerini ise kendisine bağlanıp da kaçmasınlar diye bol ot vererek iyice
beslemiş. Fırtına geçip de hava düzeldikten sonra hepsini almış, çayıra çıkarmış; yaban keçileri dağı
bulunca dağılıp kaçıvermişler. Çoban: "Ben size o kadar iyi bakayım da siz böyle kaçıveresiniz! Amma da
nankörmüşsünüz ha!" deyince, keçiler dönüp: "Biz senden asıl onun için kaçıyoruz ya! Bizi daha dün buldun,
kaç yıllık keçilerinden daha iyi baktın; yarın da başkasını buldun mu, bizi bırakıp onların yüzüne gülersin!"
demişler.
Bu masal da gösteriyor: Daha yeni tanıdığın bir adam sana, kırk yıllık arkadaşlarından çok dostluk
gösteriyorsa, sakın kanma onun sevgisine. Bil ki arkadaşlığınız ilerledikten sonra, o başkalarıyla tanışırsa bu
kez de seni bırakır, onların yüzüne güler.