Tolstoy, yaşanmışlıkların yanına kendi hayal gücünü de ekleyerek bu romanı ortaya çıkarmıştır. Romana şahit olduklarının yanı sıra duyduklarını da eklemiş. Kitabı okurken bazen kendinizi romanın içerisinde bulurken bazı sayfalarda da bir şüpheyle yaklaşıyorsunuz. Rus klasiklerinde olduğu gibi karakter sayısı fazla fakat romanı akışını bırakırsanız isim fazlalığına fazla takılmıyorsunuz.
Roman günümüz Rusya-Çeçenistan’ın sorunlarının temeline yani 1850’li yıllara götürüyor okuru. Şeyh Şamil’in sağ kolu olan Hacı Murat’ın bazı sebeplerden dolayı Ruslara sığınmasını ve sonrasında gelişen olayları konu ediniyor.
Sonu hüzünlü bitse de, Tolstoy’un bu klasik eserini dini ön yargıları kenara bırakarak milliyetçilik yapmadan dünya vatandaşı gözüyle okumanızı tavsiye derim.