Herkesin okuyabileceği fakat herkesin keyif alamayacağı, hikayeyi takip etmekte zaman zaman zorlanabileceği bir, İlhami Algör romanı diyebilirim.
"Fakat müzeyyen bu derin bir tutku" nun devamı olan kitapta, kahramanımız Müzeyyen'in kendisini terk etmesinden sonra ,önceki kitaptaki silik rolüne isyan mahiyetinde kahraman olmaya merak salmış durumda. Yalnız herkesin kahraman olduğu kitapta, en az yine o kahraman oluyor sanki.
İlhami algör ün Yeşilçam bıçkın delikanlısı ağzıyla kahramanın yarı serkeş yarı meczup halini anlatımını seviyorum.
Oldukça donanımlı olan yazar küçücük kitaba onca duyduyu sığdırmayı başarmış.