Canan Tan ın ikinci kitabını okudum. İlki " Piraye " idi. Ve bayılarak okuduğum bir kitaptı. Çokça da hüzünlüydü.
Bu kitap da öyle oldu. Elimden bırakamadan okudum. Bırakmak İstesem de olacakları ,sonunu görmem gerekirdi. ( Ara ara karaktere sinirlenip kitabı bıraktığım da oldu.)
.
Üzgün olduğum zamanlarda ya Canan tan okurum ya da Oğuz Atay ve bir kaç yazar daha.
Çünkü o zaman gerçek hüznü hissederim. Kitaptaki kadının yerine koyarım kendimi. Çoğu zaman erkeğe sayarım. Veya gülerim. Veya onunla ağladığım da olur.
Teşekkürler #Canan Tan. Seni tanıdığıma sevindim. Ve ayrıca Kalbime dokunduğun için de teşekkürler.
.
Kitabın konusuna gelirsek. Müslüman bir erkek ile Rum kızının hüzünlü bir aşkını anlatıyor.
Ömür boyu süren bir hasretin öyküsünü.