Anlatı genelde tercih ettiğim bir tür değil. Kazancakis için ayrıcalık yaptım ve romanların ardından okudum. Doğru bir sıralama olmuş. El Greco’ya Mektuplar yazarın tüm diğer kitaplarının birleşimi ve biraz daha fazlası gibi. Diğer kitaplardan esintiler ve minik hikayeler görüyoruz burada. Gerçekle kurgu iç içe geçiyor yer yer.
Kitap yazarın ‘ruhsal otobiyografisi’ olarak tanımlanıyor. Yazarın hayatından çok ruhsal mücadelesi anlatılıyor. Kazancakis de ‘yaşamımın kendim için bir değeri varsa da, başkaları için yoktur’ diyerek kitabın bir yaşamöyküsü olmadığını söylüyor. Ona göre bu kitap kendisinin ‘insanlar, acılar ve fikirler arasında izlediği yol’
Kazancakis yolculuğunu dede dediği Girit’li ressam El Greco’ya anlatıyor.
Kazancakis’e göre insan olmayı hakeden herkes kendi Golgota’sına tırmanmaya çalışır hayatı boyunca sırtında haçıyla. Yani görev yığınının tepesine, öleceği yere kadar. Kimisi ilk basamağı geçer sadece kimisi sonuna kadar gider. Bu kitap da yazarın kendi Golgota’sına tırmanma yolculuğu.