Karakterlerin her birinin hikayesi içinize dokunacak, umut olacak, gülümsetecek, duygulandıracak ve şimdi ne olacak diye kitabı bir çırpıda okuyacaksınız. Ana karakterlerimizden biri Marie-Laure, diğeri ise Werner. Marie-Laure bir müzede çalışan babasıyla birlikte Paris'te yaşıyor. Gözleri gün geçtikçe daha az görmeye başlar ve altı yaşında artık göremez olur. Hayatı onun için kolaylaştırmak isteyen babası yaşadıkları mahallenin bir minyatürünü yapar. Ve ezberlediği yerler sayesinde artık tek başına dışarı çıkabilmektedir. Ancak kısa bir süre sonra savaş yüzünden yaşadıkları şehri terk etmek zorunda kalırlar ve müzeye ait gizemli bir taş ile Saint-Malo'da yaşayan amcalarının yanına giderler. Werner ise, Almanya'da bir yetimhane de kız kardeşiyle birlikte yaşamaktadır. Elektronik aletler konusunda çok yeteneklidir. Bir gün tesadüf eseri bu yeteneği bir subay tarafından keşfedilir. Ve ilk anda büyük bir fırsat olduğunu düşündüğü ama daha sonra gerçeklerle yüzleşeceği bir okula gitme fırsatı elde eder. Ve savaş tıpkı Marie-Laure'a olduğu gibi bir gün onu da Saint-Malo'a sürükler. Ve yolları kesişir. Savaşın insanlara yaptıklarına, insanların hayatlarından aldıklarına, yeteneklerin nasıl heba edildiğine şahit olacaksınız. Kitap bittiğinde içinizi bir yoksunluk saracak. Çünkü hikaye en başından sonuna kadar sizi sarıp sarmalayacak..