Kafamda Bir Tuhaflık. İncelemeyi yazarken de bu hissi yaşıyorum demeliyim. Bazı kitaplar vardır ki sadece kelimelerin yan yana gelmesiyle oluşmaz ve işlevi sadece okunmak değildir. Kafamda Bir Tuhaflık da tam olarak böyle bir eser.
Genel manada değerlendirildiği zaman üzerinde altı yıl çalışılan bir roman olması bile büyük saygıyı hak ediyor. Mevlut'un merkezde olduğu ama kişi temelinden çıkıp devasa toplum analizleri yaptığı bir kitap. Orhan Pamuk, Türk toplumunun resmini çok iyi çeken ve bunu çok kaliteli olarak aktaran bir yazar. Kitabın her bölümünde yaptığı tespitlerle bunu çokça hatırlatıyor okura.
Aşk penceresinden bakıldığında, insanın kaderi kimdir ve nasıl şekillenir soruları, aslında insanın hayata kattığı değerle ilişkili dedirtir cinsten cevaplanıyor.
Bozacı Mevlut, sokaklarda gezerken sadece adım atıyor gibi görünse de aslında Türk toplumunun geçirdiği tarihsel dönüşümüne aydınlık getiriyor. Günlük hayat üzerinden yapıyor bunu Orhan Pamuk. Bu anlamda da bir tarik kitabıdır, Kafamda Bir Tuhaflık.
Aile kavramına da kısaca değinmek gerekir kitap özelinde. Spoiler olacağını düşünmüyorum. Ailenin çeşitli bakış açılarıyla, toplum için işlevinin ne olduğunun sorgulanması alt metni de çıkabilir romanda. Bunun hangi yöne evrileceği ise bence tamamen okurun değerlendirmesine kalmış durumda.
Orhan Pamuk, sadece roman değil, toplumunu, insanlarını ve değerlerini yazıyor. Bolca okunmalı ve çokça üzerinde düşünülmelidir diye düşünüyorum.
