‘Şiir öldü mü? Şair kaldı mı?’ gibi sorular gündemi meşgul etmeye devam ediyor. Bunlara herkesin kendince cevapları var. Benim içinse iyi şiirlerin çoğu geride kaldı; iyi şairlerin de öyle. Bu nedenle şiir kitapları ilgimi pek çekmiyor. Üstelik Bu ilgisizlik sadece bana has değil. Okur da şiir kitabı almıyor, yayınevleri de pek basmıyor.
Şiir yazmanın kolay addedildiği ve kalitenin aşağılara doğru çekildiği bir ortamda Mehmet Ali Kalkan’ın şiir kitabını almak için arka kapaktaki ifadeleri okumak yeterli. Hele bir de sunuşta Yavuz Bülent Bakiler’in yazdıkları önemli bir referans teşkil ediyor.
Mehmet Ali Kalkan’ın şiirleri Niyazi Yıldırım Gençosmanoğlu ile Abdurrahim Karakoç’un şiirleri arasında gidip geldiğiniz hissini veriyor çoğu zaman. Özellikle milli damarı yakalamış şiirlerinde Destan Şairi, Gençosmanoğlu’nun tadını yakalayabiliyorsunuz.
Gök Aradık Tuğlara, hece ölçüsünün başarıyla kullanıldığı, milli edebiyata göz kırpan, halk dilinden, Türk’ün gönlünden şiirler ihtiva ediyor. Umuyorum ki, bu şiirlerden birkaç tanesi de bestelenir ve iyice ölümsüzleşir.