Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.31
Gönderi
AĞIR SPOİLER
SAİD HALİM PAŞA Mısır’da seçkin bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Daha sonra Avrupa’da eğitim görerek İstanbul’a geldi. Avrupa’da eğitim görüpte geldiği yeri, kültürünü ve dinini unutmayan nadir aydınlardandı. Devlet memurluğu yaptı.Uzun süre memurluktan sonra Sadrazam oldu.Sonrasında sadrazamığı bıraktı ve savaş suçlusu bulunarak sürüldü Sürgün sırasında Fransızca olarak kitaplar yazdı. Roma’da ikamet ettiği 1921 yılında bir ermeni tarafından suikaste uğrayarak şehid edildi.
KİTAPLARI
MEŞRUTİYET: Yazar 1876 anayasasını tecrübesiz ve mağrur ellerle yeni inkılapçıların yapmış olduğu Kanuni esasiyi birçok yönden ele almıştır. Oysa anayasa Osmanlı gibi çok uluslu bir imparatorluk için çokta uygun değildi. Anayasa hem siyasi hem de sosyal yapımıza uygun olmadığını defaatle belirten yazar ‘’ Ne yazık ki, fikir adamlarımızın pek çoğu,bir milletin layık olduğu saadet derecesini batıya olan benzerliği ile ölçüyorlar’’ cümlesinde de Avrupayı birebir taklit etmenin milletimize hiçbir faydası dokunmayacağını söylüyor
TAKLİTÇİLİĞİMİZ: Said Halim Paşa Taklidçililk konusunda bizleri şu konu başlıkları altında uyarıyor:
-Başka milletleri taklit çok güç ve tehlikelidir.
-Dikkatli ve uzak .
-Anayasayı hayatın gerçekleri değiştirecek.
-Osmanlı şahsiyetine düşman olduk.
-Her değişiklik iyiye işaret ddeğildir
-Taklit anarşiye götürür
‘’Sözün özü, kendi kendimizi tanımamıza bile engel olan bu taklitler ve iktibaslar vasıtasıyla durumumuzu düzeltmemiz mümkün değildir. Bu gidaşatın sonu elem verici bir sosyal kargaşa ve bir anarşi olacaktır.’’
FİKİR BUHRANLARIMIZ: Osmanlı İmparatorluğunun çöküşündeki en büyük hatalardan biri de kuşkusuz yanlış fikirlerdir.Yazar bu kitapta bu yanlış fikirleri şu başlıklar altında açıklıyor
-Aydınlarımız,kendi memleketini tanımaz
-Batılı bir yanlış gördü mü hemen düzeltir,bizim ki bir yanlış gördü mü hemen yıkar yeni bir şey getirmeye çalışır.
-Yeni bir şeyi denemek ve bunu halka dikta edilir
-Rastgele edinilen bilgiyi doğruluğu bilinmeden kabul görülür.
-Aydınlar kendini bilmez, kültürünü tanımaz.
-Yabancıdan çok yabancı batılıdan çook batılıdırlar.
-Edebiyat ve fikir hayatındaki herşey batılılara aittir. Milli ruh sanat dışında tutulmuştur.
-Dün de bugün de, ilerleyip gelişmemize engel , maarifteki geriliğimiz olmuştur.
-Yeniye körükörüne taassupla hayranlık.
-Din, dinsizlik ve manevi vatan sevgisi yoksunluğu
CEMİYET BUHRANLARIMIZ: ‘’Osmanlı toplumunun kuvvet ve canlılığını tam olarak kazanabilmesi için ahlaki meziyetlerin,fazilet ve terbiyenin ilim ve bilginin önüne geçmesi gerekir.’’ Yazar Osmanlı Cemiyetindeki buhranlarının sebeplerini temel olarak şöyle sıralıyor:
-Dış Tesirler Osmanlı’nın gerilemesinde ve çökmesinde aslan payı tabii ki Dış Mihnaklarda
-Aydınlarımızın tam bir batı hayranı olması
-Aile ve toplum ifsat edildi. (Bence en önemlisi, İstanbul Sözleşmesi ile şu anda da Ülkemize oynanan oyunların başında geliyor)
-Aile bozulduğu için toplumda bozuldu.
-Devlet idaresindeki memurların cehli, aczi ve yanlışları
-Dinden tam bir kopuş
-Maddeciliğin Osmanlı’da görülmeye başlaması.
-Ahlak eksikliği
TAASUP: Said Halim Bey bu kitabında Doğu ve Batının birbirlerine nasıl baktığını Batının islama nasıl baktığını anlatırken daha önce dile getirilmeyen gerçeklerden ve batının görünmeyen yüzünden bahsediyor. Müslümanlar dinine gerçek manada bağlıyken Batı Müslümanlar önünde çok sönük kaldığından ve çağın gerisinde kaldığı için Müslümanlardan nefret etmeye başladı. Batının Barbar Önderleri ve gerici ruhban sınıfı halkı iyice baskı altına aldı ve bilime dinsizlik gözü ile bakıyordu .Müslümanların dinlerinde gevşeklik göstermesi ile gerileyen doğu bloğundan bilim ve sanat bayrağını alan batı kendini dinden soyutlayarak sadece bilime yöneldi ve Müslümanları da bu yarışta saf dışı bıraktı ama Müslümanlara karşı kin ve nefretleri devam ediyordu ve Müslümanların geri kalmışlığını islama bağlıyordu oysa ki geri kalmamıza sebep elbetteki din değil dinden uzaklaşmamızdır. Batı Müslümanları Taasupçuluk ve geri kalmışlıkla suçlarken içimizdeki hainlerde hala dinine bağlı yaşayan Müslümanları gerici diye nitelendirmektedir. Batının bixe olan asıl düşmanlığı ise İslami Şahsiyeti ortadan kaldırmamış olmaktan doğan derin öfkesi ve nefreti , batının doğuya olan düşmanlığın asıl sebebidir.
İslam Dünyası Neden Geri Kaldı? :
-İlerleyen millete , din mani olmaz. Müslümanların geri kalmasının sebebi kesinlikle din değildir.
-Din, yeni ihtiyaçlar için tefsir edilmedi ve Müslümanlar yeniliğe ayak uyduramadı.
-Batıya olan nefret bilimsel gelişmeleri takip etmemize mani oldu.
-Müslümanların liderleri çağa ayak uyduramadı ve yeterince bilgi ve liyakat sahibi değildi.
-Batıdan alınan Kanunlar Milli imiş gibi bize dayatıldı. Toplumun Milli Esasları önemsiz kabul edilip; Kendi esas ve düsturlarına karşı çok büyük saygı ve hürmet gösteren Avrupalıların kanunları zorla kabul ettirildi.
-Aydın kesim! Müslüman halka düşmanlık besleyip baskı yaptı.
- Millet dinden kopmaya başladı .
İSLAMLAŞMAK: Said Paşa İslamlaşmak kitabında Batıdan alınan ilim ve fennin yanında kendi ahlak , inanç ve milli kültür gibi çok değerli mefhumları unutmamak gerektiğini bildiriyor.
‘’İyi bir Müslüman, her bakımdan olgunlaşmış; yüksek bir anlayışa, yüksek bir irfana ermiş;
kendi saadetini başkasının felaketinde veya kendi yükselişini başkalarının alçalmasında aramayan kişi iyi bir insan iyi bir Müslüman olur.’’
·
141 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.