İthaki Bilim Kurgu Klasiklerinden okuduğum 8. Kitaptı.
2020 Bkk okuma maratonumuzun 4. Kitabıydı.
Postacı, her ne kadar Bilim kurgu klasikleri içerisinde yer alsa da, distopik yönü daha ağır basan bir kitap. Yazar bir bilim insanı olmasına rağmen kalemi oldukça akıcı.
İstila altında bir ülkede, ana kahraman Gordon, bir Postacı üniforması bulur. Ülkede insanlar yalıtılmış; elektrik yok, üretim yok, hükümet kavramı yok.
Ve Gordon kendisini Postacı ilan edip, kasaba kasaba gezerek yeni bir ulus fikrini, yalanlarla olsa da yeşertmek ister.
Rolünü o kadar güzel oynar ki, haberleşme sistemi olmayan bir ülkede, Postacılık sistemini başlatarak, insanlara umut ve direnme arzusu getirir.
Postacı, en güçlüsünden bir gerçeğe dönüşen yalanlar silsilesi.
Kitabın sonlarına doğru, kadınların birlik olarak savaşa kendi iradeleriyle dahil olmaları ve kendi rollerini belirlemeleri, (feminizme bol göndermelerle) kadının güçlü olmasını, sorumluluk almasını, kendi yeteneklerini de bu mücadeleye katmasını, güzel aforizmalarla anlatıyor. 8 mart Dünya Kadınlar günü arefesinde bu kitabı bitirmek ayrı bir güzel oldu :)
Çok yönlü, akıcı, sarkastik yapısı olan bir romandı. Filmi de varmış, ilk fırsatta izlemeyi istiyorum.
Okumanızı ısrarla tavsiye ederim ;)