''Ulusların kaderlerini tayin hakkı'', demokratik bir düzeni zorunlu kılar, öyle ki, bu düzende, yalnızca genel olarak demokrasi ile yetinilmez, burada özel olarak ayrılma sorunu demokratik olmayan yoldan çözüme bağlamak olanaklı değildir. Demokrasi, genel anlamıyla, savaşçı ve ezici bir milliyetçilikle bağdaşabilir. Proleterya, bir ulusun bir devlet sınırları içinde zorla tutulmasını olanaksız kılan bir demokrasiden yanadır. Bu yüzden, ''ulusların kaderlerini tayin hakkını ihlal etmemek için'', pek akıllı Semkovski'nin sandığı gibi, ''oylarımızı ayrılma lehine vermek'' değil, ayrılan bölgenin sorunlarını bizzat kendisinin çözüme bağlayabilmesine izin verilmesi amacıyla kullanmak zorundayız.