Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

DÜŞ SEMİNERİ Yeryüzünde dört katrilyon kişi. Hepsi uykuda, hepsi düş görüyor. Her düşte yüzler yığınla, gövdeler de­- düşte görülenlerin sayısı bizden daha fazla. Ama yer kaplamıyorlar... Belki de bazen uyukladığınız olur tiyatroda, oyunun yansında gözkapaklannız kapanır. Bir an için üst üste iki kare belirir gözünüzde, düşe dalmadan önce gördüğünüz sahne. Sonra sahne gözden kaybolur, siz varsınızdır. Dürüst derinliklerin tiyatrosu! Fazla çalışmış olan yönetmenin gizemi! Durmadan yeni oyunların ezberlenmesi... Bir yatak odası. Gece. Kararan gökyüzü akıp geçiyor odanın içinde. Birinin uyurken elinden düşürdüğü kitap hala açık, yaralanmış serili duruyor yatağın yanı başında. Uyuyan kişinin gözleri kımıldıyor, hızla bir başka kitaptaki harfsiz bir metni izliyor- yaldızlı, eskiden kalma bir metni. Göz kapaklarının içindeki manastırın duvarlarına yazılmış baş döndürücü bir komedya. Eşi olmayan bir kopya. İşte, tam şu anda. Sabah sabah, silindi. Bu büyük kaybın gizemi! Yok etme. Sanki üniformalı şüpheli adamlar turisti durdururlar, fotoğraf makinesini açar, filmi çıkararak gün ışığının resimleri yakmasını sağlarlar: düşler de gün ışığıyla böyle karartılır. Yok edilmişler midir, yoksa yalnızca görünmez mi olmuşlardır? Bir çeşit sürüp giden görünmez bir düş görme vardır. Işık başka gözler içindir. Sızan düşüncelerin yürümeyi öğrendikleri bir bölge. Yüzler ve biçimler yeniden bir araya gelirler. Göz kamaştırıcı güneşin altında bir caddede yürüyoruz insanların arasında. Ama belki de onlar kadar -belki de daha fazla­- görmediğimiz başkaları vardır her iki yanda yükselen karanlık binalarda. Bazen içlerinden biri pencereye yaklaşıp aşağıya bakar, bize.
Tomas Tranströmer
Tomas Tranströmer
Ateş Karalamaları
Ateş Karalamaları
·
9 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.