Hakkında çok tartışma olan bir padişah hakkında detaylı bilgi almak için kitap ararken karşılaştım "Son Hükümdar"la. Aslında kurgu da olsa bir hayat hikayesi beklerken, farklı bir fedai hikayesi okudum. Kitap tam istediğimi karşılayamasa da yinede Abdülhamid hakkında da bir çok bilgiye ulaştım. Aslında yazar Padişah'ı her iki bakış açısı ile anlatıyor, önce ona suikast düzenleyen fedailerin gözünden kötülüyor, sonra fedailer taraf değiştirince Abdülhamid iyi bir insan dönüşüyor. Ama her zaman tartışılan "Ulu Hakan mı?, yoksa Kızıl Sultan mı?" sorusu yine havada kalıyor. Romana dönecek olursak okuması zor olmayan bir kitap ve akıp gidiyor. Yazarın kahramanları aracılığı ile yaptığı döneme ait saptamalar etkileyici ve biraz da yürek burkucu. Özellikle "Hamidiye Alayları" ve yaptıkları sizi onlar hakkında araştırmaya sevk ediyor, tarihimizdeki bazı gerçeklerle yüzleşiyorsunuz. Ayrıca fedailerin birlikte çalıştıkları Avrupalılar için yaptıkları "endüstriyel dönemin başlangıcına kadar şehirlerinin sokaklarından açık lağımlar akan ve tuvalet alışkanlığı bulunmayan insanlardan şimdi medeniyet dilenmek zorunda kalmak zül geliyor" yorumu bana çok gerçekçi geldi.