1940'lı yıllardaki Güney Afrika. Irkçılığın doruklarda olduğu yıllar. Yerliler için yoksulluk ve kölelik düzeni, beyazlar içinse ülke hakimiyetini kaybetmeme çabası. Kırsaldan gelip Johannesburg'ta yaşam mücadelesi veren insanlar. Dramın her çeşidiyle karşılaşılan hayatlar. Ve bir cinayetin dramatik olarak karşılaştırdığı iki acılı baba. Ama her şeye rağmen insanların içlerinde olan iyilikler ve güzelliklerin de unutulmadığı sımsıcak bir roman.
Güney Afrika Cumhuriyetinin bir dönemini anlatan ve çok akıcı bir şekilde yazılmış olan bu dramatik romanı ben büyük beğeniyle ve trajik bir duygusallık içerisinde okudum. Okunmasını da herkese tavsiye ederim.