Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

176 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Karl Kerényi, Klasik Filoloji alanında eğitim görmüş; Antikçağ, Dinler Tarihi ve Mitoloji konularında bolca eser vermiş, saygın bir Macar bilgin. Başlangıçta Alman filolog Wilamowitz'in etkisiyle mitlerin filolojik tahlil yöntemini benimsese de 1929'da karşılaştığı Walter F. Otto sayesinde “mitlerin psikolojik yönden açımlanması” daha çok ilgisini çekmiş ve bu minvalde eserler vermiştir. Her ne kadar ömrünün sonlarına doğru kültürel antropolojiyi merkeze almaya başlamışa da, Prometheus kitabı, onun mitlere özellikle Carl Gustav Jung’un fikirlerinden etkilenerek yaklaştığı döneme aittir. Kitabın alt başlığı olan “İnsan Varoluşunun Arketip İmgesi” ifadesi de bunu kanıtlar nitelikte. Kerényi kitapta mitolojiyi anlamlandırmak için, onu ele almış, işlemiş şairler üzerinden ilerliyor. Günümüze en yakın olanın bizim için daha anlaşılır olacağını düşünerek ilkin Goethe’nin Prometheus şiirini tahlile girişir. Bu bölümde görüyoruz ki Goethe, Prometheus’un özellikle “akıldan dolayı acı çeken” yönünü ön plana çıkarmakta ve onu kendisi ile özdeşleştirmektedir. Goethe kendisinin de giriştiği şiir yorumuna şu sözlerle başlar: "İnsanoğlunun ortak kaderine ait, hepimizin katlanması gereken yükün en büyük ağırlığı, entelektüel güçleri erken ve hızlı yayılanların üzerinde olmalı." Prometheus, Zeus'a denk entelektüel gücü ve ona boyun eğmeyişi yüzünden en büyük yüklerden birisine maruz kalmıştır. Goethe de içinde bulunduğu çağda kendisini böyle hissediyor olmalı. Bunun yanı sıra Prometheus, Zeus’un göklerdeki dünyasına karşılık bu dünyayı kutsayan, insanla, çamurla iç içe yaşamayı tercih etmiş bir titandır. Bu Nietzscheci anlamda, öte dünyayı hor görmek, “İnsanca, Pek İnsanca” bir biçimde yaşamayı öğrenmek, buradaki acıyı da sevinci de olumlamak anlamına gelir. Goethe’nin tercih ettiği yol da budur, bu nedenle Prometheus mitini kendince bir yorumla başka bir düzleme çekmiştir. Kerényi, ikinci olarak Prometheus’tan esaslı olarak ilk bahseden şair Hesiodos’u inceler. Hesiodos’un Theogonia’sında Prometheus kurnaz ama Zeus’a kıyasla daha az zeki bir temsille belirir. Prometheus’u tarif eden özellikler, Zeus’un alt ettiği babası, Kronos ile aynıdır: İkisi de düşünce yapısı olarak aldatıcıdır (ankylos); fakat ikisi de kendi tuzaklarına (ankyle) düşerler. Bu tasvir insanlara da oldukça benzer; teknik sayesinde aldatıcıdırlar fakat Tanrı ya da Doğa’yı her aldatmak istediklerinde kendi tuzaklarına düşerler. Bu durum Prometheus ile ölümlü Odysseus benzerliğini akla getirir. Onun maceralarını anlatan Odysseia, nihayetinde Odysseus’un zekâsıyla kibri arasındaki gerilimin serüvenidir; zekâsıyla başarır, kibriyle Posedion’un nefretini üzerine çeker, nihayetinde yine zekâsıyla kurtulur. Zaten Antik ressamlar Prometheus ile Odysseus'un başlarını şaşırtıcı bir benzerlikle çizerler; ikisi de kurnaz, ikisi de bir sanatçı veya sanatkârın takacağı, Homerik bir kahraman için oldukça garip sayılabilecek sivri uçlu bir başlık takarlar. Son olarak da Prometheus’u tek başına bir tragedya kahramanına dönüştürmüş olan Aiskhylos’un “Zincire Vurulmuş Prometheus” eserine başvurulur. Aiskhylos, Prometheus’u Hesiodos’un aksine Zeus’tan daha zeki biçimde resmeder. Zeus yeni başa geçmiş, başıboş otoriter bir iktidarı temsil eder. Prometheus başına gelecekleri bile bile, adalet uğruna Zeus’a karşı insanları savunmuş, ateşi ondan çalarak bize sunmuştur. Kurtuluşu da yine zekâsı ve geleceği görme yeteneği sayesinde olacaktır, çünkü Zeus’u kimin tahttan indireceği bilgisine sahiptir. Prometheus, bilgiye sahip olduğu için özgürdür, fakat yine de cezalı ve zincire vurulmuştur. Bu tam da varoluşçuların insana biçtiği role uygun düşer. Hayvanlar da eziyet çeker lakin hiçbirisi adaletsizlik yüzünden acı çekmez ve bundan dolayı isyan geliştirmez. Hayvanlar dünyadaki adaletsizlikler ve anlamsızlıklar yüzünden bunalıma düşmez. Ancak Prometheus, absürt bir durum içerisindedir; kendisi kurtulsa bile acısı dinmeyecektir, çünkü onun yerine başka bir tanrının acı çekmesi gerekmektedir. Bu Sartre’ın karakterlerine oldukça yakın bir temsildir. Kendi eylemlerinin sorumluluğunu üstlenen, eyleminin sonucunu bilerek hareket eden, kendi acısı dinmesine rağmen diğerlerinin acısını içinde yaşayan ve nihayetinde bu durumun basit çözümlerle yok olmayacağını bilerek varoluşundan dolayı acı çeken insan. İncelemeyi okuyup Prometheus'a yakınlık duyarak bu eseri okumak isteyen arkadaşları birkaç konuda uyarmam gerek. Öncelikle Kerényi alana çok hâkim olduğundan, muhtemelen ilginizi çekmeyecek onlarca ayrıntıya girerek, Prometheus'la ilgili ne varsa didik didik ediyor; ikincisi çevirmen arkadaş dipnotlardaki Yunanca cümleleri olduğu gibi bırakmış, taç kelimesini çelenk; bir başka kelimeyi cin olarak çevirmiş bu anlamda bende pek güven uyandırmadı, son olarak öncesinde bahsi geçen eserleri okumadıysanız kitap size oldukça anlamsız ve uzak bir tartışma sürdürüyor görünecek. Bunları göze alıyor ve üstesinden geleceğinizi düşünüyorsanız, Kerényi gerçekten hoş bir bakış açısı sunuyor. Keyifli okumalar…
Prometheus
PrometheusCarl Kerenyi · Pinhan Yayıncılık · 201232 okunma
·
171 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.