“Annesiyle babası AŞK’la ilgili bir ‘durum’ değildi. Babası, sarhoslukla ilgili bir ‘durum’du. Kadro dişi bırakılmış bir memur!.. Annesi, çok güzel zeytinyağlı fasülye pişiren, sessizliğin saat kulesi! Vakti gelince ‘din dan’; yemek saati, kahvaltı saati, yatma saati... Annesi, belki de belirgin günlerin belirleyicisi: Çamaşır günü, ütü günü, doğum günü, bahar temizliği günü, kabul günü, banyo günü ve daha birçok adı konmuş günden oluşmuş üç yüz altmış beş günün isim annesi miydi?”