Mektupların gizli kalması gerektiğini düşündüğümden okumaya uzun süre cesaret edemediğim kitaptı.
Zamanımız da kısa mesaj olarak hızlı hızlı yazılan duyguların , kaleme alındığında nasılda derinden bir tutkuyla yazıldığını gösteriyor bize .
Ah Kafka..
Birinin bu dünya üzerinde mevcudiyetini bilip , varlığına duyulan sevgiyi , aşkı ve en çokta keşkelerini, çaresizliğin yarattığı korkuyu mektupların da nasılda dökmüşsün.
Yüzünü bile net hatırlamadığınız ama varlığına duyduğunuz o derin aşkı bizler mektuba dökebilir miydik acaba ? Gönderilmemiş mektuplarımız olur muydu ?
Evli birine duyduğu duygunun yeri geldiğin de korkaklık yeri geldiğin de pervasız şekilde yansımalarını açıkça görüyoruz mektuplar da .
Milenanın da yanıtlarını görmek isterdim tabi ki .
Böylesine kafkanın iç dünyasını parçalayan şeylere sebep veren duyguları nihayetinde o da ateşlemiştir diye düşünüyorum ..