Yer Rusya. O zamanki adıyla Sovyetler Birliği. Ekim devriminden sonraki ilk yıllar. 1920'li yılların ortaları. Çarlık Rusyası'nın başkenti olan St. Petersburg 'dayız. O dönemdeki adıyla Petrograd'da. Devrim sonrasının kargaşası içerisindeki yaşam mücadelelerini okuyoruz.
Öncelikle şunu belirteyim ki bu kitap aslında yazarın otobiyografisinden kurgulanarak yazılmış bir eser. Bunu yazarın kendisi kitabın önsözünde açıklıyor. Dolayısıyla anlatılan yaşam manzaralarının tamamı o dönemdeki şartların gerçek bir göstergesi olarak kabul edilmelidir.
Baş karakter olan Kira ismindeki bir kızın ve çevresindeki insanların yaşadıklarına odaklanıyoruz. Genç kızın burjuvadan gelmiş insanların pek iyi olarak karşılanmadıkları bir ortamda verdiği zorlu ve dramatik yaşam mücadelesini, o dönemin tüm gerçekliği ile beraber okuyoruz.
Kitap oldukça akıcı ve sürükleyici olduğundan çok kolay okunuyor. Yazarın okuduğum ilk kitabı olmasına rağmen kitabı büyük beğeniyle büyük keyif alarak okudum. Yazarın diğer kitaplarını da okumak isterim ama maalesef hepsi de sadece sahaflardan ve astronomik fiyatlarla temin edilebildiğinden şimdilik bu isteğim gerçekleşmeyecek gibi görünüyor.
Ben kitabı, Sovyetler Birliğinin ilk yıllarını, gerçek bir yaşam hikayesinin kurgulanmış halinden öğrenmek isteyenlerin mutlaka okuması gereken bir kitap olarak değerlendiriyorum.