Kendi varlığımız üzerinde yani ilmin tayin ettiği varlık üzerinde düşünmekle bir çarpışmanın ortasına girmiş bulunuyoruz. Bu çarpışmada bir soru gelişti bile.
Artık olduğu gibi ifade olunmayı istiyor:
Hiçlik nedir?
İçimizde duyumsadığımız bir sonavarımdır bence. Ya da tüm eylemlerin, olguların, nesnelerin, canlıların aynı boşlukta sergilenmesi. Bla bla bla. Cevapları bile hiçliğe dayanması gereken sonsuz olumsuzluk örgüsü.
Heidegger okuyan birini görmek mutlu etti. İyi okumalar dilerim.
Netice itibariyle, bu soruya verilecek her cevap temelinden imkânsızdır; çünkü zarurî olarak şu şekil içinde hareket ediyor: Hiçlik bu veya şu 'dur'. Hiçliği hedefleyen soru ve cevabın her ikisi de eşit surette kendiliğinden abestir.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.