İskender Pala'nın birkaç kitabını daha önce okumuştum. Dilinin bu kadar akıcı olduğunu unutmuş olsam gerek ki Şah ve Sultan'ı okumak için bu zamana kadar beklemişim. Şimdiye kadar okumadığıma pişman oldum mu, oldum. İçinde mezhepler bakımından biraz tarafgirlik olsa da kitaptaki anlatım ve olayların kurgusu, bunu görmezden gelmek için yetiyor. Olayları üç farklı kişinin gözünden ayrı ayrı mekânlarda başlatıp Payitaht'ta bitirmesi kurgu için ve yazım süreci için epey zaman harcandığına delâlet sayabiliriz. Bazı kitaplar vardır ki o kitabı hem bir an evvel bitirmeye çalışırsın hem de hiç bitmesin istersin. Bu da öyle bir kitaptı benim için.
"Kıyamet gününe hor ve kederli kalkmamaya and olsun mu Bihruze?"
Ahh Tebrizli Selil...