Ah Yusuf, kalbimi paramparça ettin...
Nasıl bir kitaptır bu o kadar etkilendim ki bu yıl şimdiye kadar okuduğum en etkileyici kitap olabilirsin. Öyle güzel bir kurgu, öyle içten bir anlatım bir kez daha Sabahattin Ali'nin usta kalemine saygı ve hayranlık besledim.
Sabahattin Ali'nin ilk romanı. Yazım hayatında öykülerle var olan usta edebiyatçı iyi ki romana geçiş yapmış ve bu harikulade eseri Türk Edebiyatı'na dâhil etmiş ve iyi ki okumuşum.
Kitap kan ile başlayıp kan ile bitiyor öyle sanıldığı gibi mutlu son bu kitapta yer almıyor hatta genel anlamda kitap hiç mutlu bir hikayeye tanıklık etmiyor maalesef acı bir gerçeği bizlere aktarıyor toplumumuzda olan bir gerçeği: para ve güç.
Taşrada yaşayan 9 yaşında bir çocuğun anne ve babasını gözünün önünde öldürülmesi sonucu hikayesi başlıyor Yusuf'un. Kaymakam Salahattin Bey'in o karanlık gecede onu evlat olarak sahiplenip alıştığı yerden, yuvasından kendi yanına almasıyla devam ediyor olaylar. Bu durum ne kadar iyi tartışılıyor kitap boyunca çünkü o asla kendini Kuyucak harici bir yerde ait hissetmiyor yani ona ne kadar iyilik, merhamet yapsa bile Kaymakam yine de o kendi toprağına hasret yaşıyor belki de ölene kadar öyle yaşadı. Yaşadı diyorum çünkü biz kitap başından sonuna kadar Yusuf ile yaşıyoruz, büyüyoruz daha 9 yaşında tanıyoruz onu, çocukluğunu, delikanlılığını, evliliğini, hüznünü, sevincini, aşkını, sinirini, hatalarını beraber yaşıyoruz Yusuf bizim içimizde birisi oluyor, onu çok benimsiyoruz.
Kitaptaki karakterler aslında hepsi bizden biri hepsi hayatta karşılaştığımız insanlar, Şahinde, Salâhattin Bey, Kübra, Muazzez, Şakir, Ali, Hacı Etem, Yusuf ve diğerleri... Yani kitabın dili, olay örgüsü o kadar sahici ki o kadar bizden ki elinize aldığınız gibi kendi yaşamınızdan bir kesimle karşılaşabiliyorsunuz en azından iç dünyanızdan...
Kitap böyle olunca elinizden bırakamıyorsunuz ve maalesef çok hızlı bitiyor. Daha önce Sabahattin Ali'den İçimizdeki Şeytan kitabını okumuştum onuda yine çok beğenmiştim fakat Kuyucaklı Yusuf benim için çok özel bir yere sahip oldu, aklımda ve kalbimde... Sabahattin Ali'nin kalemindeki bir diğer beğendiğim nokta ise betimlemeleri bizi kitaplarına bağlayan bir diğer güzel noktada bu çünkü sanki kitabın içinde bir karakterde sizmişsiniz hissini veriyor yazımı ile ve birde her daim düşündürmesi her sayfada her duyguyu o kadar yoğun hissediyorsunuz ki kitaba bağlanıyor onu bir parçanız olarak görüyorsunuz.
Sözün özü iyi ki okudum diyorum bu sayede kendime yeni bir pencere daha açtım. Kesinlikle size tavsiyem olan bir kitap Kuyucaklı Yusuf'u okumadan, onu hissetmeden yaşadım, yaşıyorum demeyin...
