Öncelikle Sartre nin üç kitabını da bitirmiş olarak aşılamaya çalıştığı felsefeyi anlayabilmek kolay değil tabi ki fakat her kitabında size kendinizi, toplumu, ve en önemlisi özgürlüğü sorgulatmayı başarıyor.
Yıkılış kitabı ülkedeki toplumsal analizi çok başarılı bir şekilde anlatıyor, ikinci dünya savaşını ve toplumun savaş hakkındaki düşünceleri, savaştayken bile savaşmak istemeyen halkı, esir düşenleri, kaçmaya çalışanları, barış isteyenleri, açlığı, sefaleti, inancını yitirmişleri ve tabiki tükenişi...
Yıkılış kitabı ilk iki kitaba göre oldukça ağır işliyor, karakterlerin kişilik analizlerine daha çok yer verilmiş ve ben kitabın ilk kısmını bir çırpıda bitirmişken ikinci kısmı bitirmek için bir hayli zorladım desem kendimi yeridir.
Baş karakterimiz olan Mathieu'ya kitabın ilk kısmında veda ediyoruz; neden gittiğini, neden savaştığını bile bilmeden can veren onlarca asker gibi. Devlet adamları masa başlarında kararlarını verirken savaşı başlatmakta ve bitirmekte hiçbir etkisinin olmadığının farkında olan halkın yıkılışına şahit oluyoruz. Sartre'nin savaş dönemini, varoluşçuluk felsefesini ve özgürlüğü sorgulatmayı çok beğendiğim bir şekilde ele aldığı bu üçleme romandan daha fazlasıdır benim için.