Kendime not! Direkt konuya geçiyorum ana hatlarıyla şöyle bir hatırlatıcı yazı yazayım kendime... Kitap 1200 de 4. Haçlı seferinde Konstantiniyye' de yaşanan olaylarla başlar. Baudolino, öldürmeyi sevmeyen bir silahşördür, latinler şehirde taş taş üstünde bırakmazken Baudolino Bizans sarayının vakanüvisti Nikeitas'ı latinlerin elinden son anda kurtarır ve Cenevizlerden yardım isteyerek saklanırlar ve o arada kaleme alması için, Nikeitas'a hayat hikayesini anlatmaya başlar. Baudolino, İtalya'nın küçük bir kasabasında ailesiyle zor şartlarda yaşayan küçük bir çocuktur. İlginç bir özelliği vardır; anlatıcı dili çok kuvvetlidir ve gerçekmiş gibi olaylar ve masallar anlatır, ayrıca karşısında yabancı dil konuşan biri varsa bir kaç konuşmada bilmediği dile hakim olabilmektedir. Bir gün onların bölgesine bir yabancı gelir ve Baudolino'yu manevi oğlu olarak yanına alır. Bu yabancı Alman imparatoru Barbarossa'dır. Barbarossa'nın yanında yetişmeye başlar, onun sayesinde pariste eğitim görür. Baudolino o kadar çok yaşar o kadar çok anlatır ki yaşadıklarının hangisi düş hangisi gerçek anlayamazsınız. Ona inanan bir kaç arkadaşıyla, yaşamı boyunca rahip Johannes'in krallığını arar. Amacı Barbarossa'nın Hristiyan dünyasında güçlenmesidir, malum dönemin Papası ile Barbarossa'nın arası iyi değildir. Anadolu'dan Hindistan'a uzanan fantastik öğelerle de süslü bir yolculuk başlar. Bu yolculuk 3. Haçlı seferiyle başlar Barbarossa boğulunca onu bırakarak hedefine ulaşmak için yola çıktığı arkadaşlarıyla maceraya devam ederler. Eco Barbarossa'nın ölümünü o kadar değişik anlatmış ki gerçekten boğulmadı mı acaba diye sizi bile yanıltıyor ancak kitabın sonunda boğulduğunu öğrenince tarih yanılmamış diyorsunuz. Neyse, sonuçta hedefine ulaşır Rahip Johannes'in krallığına varır. Ancak görüşmek mümkün olmaz gerçekten Johannes var mıdır yok mudur? Buna kendi içlerinde bile karar veremezler ve Ak Hunlar'ın bölgeye saldırması ile gittikleri krallıktan apar topar dönüş macerasına başlarlar. 4. Haçlı seferi sırasında Konstantiniyye'ye ulaşırlar. Yine çok komplike bir eser. Yine beyin yakıyor ve yine çok güzel. Aralarda başına gelen öyle olaylar, öyle aşklar, öyle insanlar var ki hepsini almaya kalksam sayfalar yetmez. Tavsiye eder miyim Olaylar biraz karışık gelebilir, ama Eco severler zaten severek okuyacaktır. Kitapla kalın efenim :)

BaudolinoUmberto Eco · Doğan Kitap · 2003660 okunma

·

19 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.