Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

116 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Umarım yazar düşündüğüm kitabı tarafsız yazmıştır :)
Merhabalar. Yazarın okuduğum ilk kitabıydı. Arkeoloji ve tarih meraklısı biri olarak,Muazzez hanımı biliyordum. Dinler tarihine de duyduğum meraktan dolayı okumayı istediğim ilk kitabı bu oldu. Kitabın içeriğinde Sümer,Tevrat,İncil,Kuran emir ve kuralla birbirine benzer ve birbirini destek niteliktedir yani tek bir yaratıcının kuralların devamlı birbirini takip ettiğini görmek mümkün ve mutlu edici Yani kitap tarihi bilgisi olmayan,dini reddetmek için bahane arayan,aynı olaylar var Sümerler’den alınmış diyecek insanlar için bir kaynak ( tabi o iş öyle değil) olduğu gibi; Dini ,tarihi, arkeoloji bilgisi olan bir insan için de iyi ki okumuşum deyip Allah’a ve dinlere olan inancını destekler nitelikte bir eser. Çünkü bu kitap sadece okuyup geçilecek bir kitap değil. Birçok kaynakla beraber araştırılıp ona göre yorumlanması gereken bir kitap olduğu kanaatindeyim. Kitaptaki incemeler ve yorumlarıma geçececek olursak -> 'Deisttim,sorguluyordum kafam karıştı,ateist oldum,agnostik oldum,dinden çıktım MÜSLÜMANDIM KAFAM KARIŞTI.' Diyenler için araştırmalarımı ve yorumlarımı okumalarını umut ediyorum. İnanç sistemine geçecek olursak,bir inancın gerek kendi dönemi,gerekse kendi dönemindekilerden sonra devam etmesi bunun tutarsız olduğunu değilde gerçekliğini ve tek elden çıktığını gösterir. Her çağa,her yere peygamber gönderildiğine göre,neden sümerlere de gönderilmiş olmasın? Kuran ile Sümer tabletlerinin birbirine benziyor olması,onların kopyalandığını değil,ancak tek bir elden çıktığını gösterir. Yaratıcı her dönemde yaşayanlara inanç göndermiştir. Bunu tarihimizdeki arkeolojik kalıntılar sonucunda görmek mümkündür. Örnek olarak verecek olursak NEOLİTİK dönemdeki kazılarda tapınaklar,mezarlar,ölünün değerli eşyasıyla gömülmesi (ölümden sonrayaşam inancı) bunların hepsi birer inanç sistemidir ve bunlar dönemine de bakacak olursak sümerlilerden önce var olduğunu gösterir. Peki bu kalıntıların olduğu yerler neresidir: Göbekli tepe 12.000 Şanlı Urfa Nevali çori 10.000 Şanlı Urfa Çatal höyük 9.000 Konya gibi Doğu ve Batı olmak üzere bir çok yeri örnek gösterebiliriz. Peki bir soru sorayım. Peki neden sümerliler. Çünkü yazı bu dönemden itibaren bulunduğu için kalıntılar daha kalıcı ve net şekilde sümer ve sümer dönemlerinden sonra sonraki dönemlere kadar gelebilmiştir. Sümerler’den önce inanç yok muydu vardı lakin yazı olmadığı buluntular ve bildiler zaman içerisinde maalesef ulaşması zor ve bazı bilgiler için imkansız olmuştur. -Sümerliler gerek dini inançlarını gerekse yazıyı hemen o dönemde mi buldular? Bunu örnekle açıklamaya çalışacağım. Sizlerinde bildiği gibi bir şey hemen meydana gelmez. Gerek yıllar gerekse yüzyıllar sürmesi mümkündür. Bunu şöyle açıklayayım;insanların nasıl ki avcı-toplayıcı yaşamdan yerleşik yaşama geçişleri uzun dönemler sürmüşse,yerleşik yaşama geçince de kendi ihtiyaçlarına göre yaşam biçimleri o şekilde uzun süreli ve her dönem birşeyler eklenerek ilerlemiştir. Mesela; İnsanlar yerleşim yaşama geçtikten sonra önce çamur yapmayı,sonra o çamura şekil vermeyi,kap-kacak yapmayı ve onlara şekil vermeyi,boyamayı,hayvan figürleri çizmeyi,hayvan figürleri çizmeyi aşama aşama belki yıllar belki yüz yıllar süren dönemlerde birbirini takip ederek kademeli olarak bulmuşlar. Bu örnekleri,yaptıkları barınaklar ve evler içinde görmek mümkündür.Neolitik çağ yerleşim yerleri ya da yaşam biçimi olarak aratırsanız az çok demek istediğimi anlarsınız. Şimdi gelelim konumuza yukarıda da örneklerde belirttiğim gibi,hiçbir şey aniden bir anda ortaya çıkmaz,hele ki bu çığır açan bir yazı sistemi ve inanç ise... Bunların daha önce dönemlerde var olduğunu,ama insanlar tarafından her dönem bir şeyler ilerleterek ortaya çıktığını söylemek istiyorum. Daha önce okuduğum KEMALETTİN KÖROĞLU hocamızın yazdığı ESKİ MEZOPOTAMYA TARİHİ kitabından tek bir kısmını alıntı yapıp buraya bırakıyorum. (Kitabın tamamını okumanızı tavsiye ederim.) Obeyd dönemi (5500-4000) yani Sümerler’den önce ve aynı bölgede bu dönemde daha öncede tapınaklar ve mezarlar olduğunu görüyoruz.Kitaptan alıntın yaptığım sayfanın linkini buraya bırakıyorum dikkatlice okuyun. html1-f.scribdassets.com/4jqrr6m39c73dtv... İnançlarını her dönemde gerek mağara resimleri,gerek tapınakları,gerek yaşam biçimlerinde gerekse anlattıkları destanlarda görüyoruz. Ve burada dini inançların her dönemde var olduğu gibi sadece Sümerler’den var olup alındığını değil de,Sümerler’den de var olduğunu insanların o dönemdeki yaşam koşulları ve imkanlarına göre geldiğini görüyoruz. Ve bu inançların böyle ilerleyerek devam etmesi bunların TEK BİR YARATICININ OLDUĞUNU gosterir. Her zaman birşeyler eklenerek ilerletildiğini görmek mutlu edici. Sümer Tevrat,İncil,Kuran yazılı kalıntıları olduğu için bunları baz alacak olursak kitapta da her ne kadar tutarsız taraflı yaklaşımlar olsa da,bir inanç sisteminin tek elden çıktığını,kuralların saptırılmadığını ve hatta diğer dönemlerden sonraki dönemlere yeni kuralların var olan kurallara eklendiğini,birbirini destekler niteliğini olduğunu görmek mümkün. Daha önce de belirttiğim gibi bu Tevrat incil Kuran gibi hakikatlerin yalan olduğunu değil,tek bir yaratıcı tarafından tek elden çıktığını göstergesidir. "musa'nın kanununda anne babaya saygı, kimseyi öldürmeyeceksin, zina yapmayacaksın, çalmayacaksın gibi kurallar var, bunlar sümer kanununda da vardı" demiş. (Tabi olacak ondan dolayı diyoruz ki Tek yaratıcının olduğunu gösterir çünkü ayetler ve kurallar dönem dönem birbirlerini destekler ve aynısını dile getirir durumdadır tabi bunun gibi çok ayet var.) Merhametiyle herşeyi kuşatan, eşsiz, Ulu Tanrı lutfetmiş ve bir zamanlar Arapça, bir zamanlar Aramice ve bir zamanlar İbranice konuştuğu gibi bir zamanlar da SÜMERCE konuşmuş olabilir. Bütün kelamlar aslında kaynağını ondan alır. Kur'an dan bir ayetin meali: “Biz her millete bir peygamber gönderdik.O da “Allah’a ibadet edin, tağuttan uzak durun!” dedi. Sonra onlardan bir kısmına Allah hidâyet nasib etti, bir kısmı hakkında da sapacaklarına dair hüküm kesinleşti. İşte gezin dolaşın dünyayı da peygamberleri yalancı sayanların âkıbetlerinin ne olduğunu görün!”(Nahl, 16/36). Ayrıca dinin amacı yaratıcının kendi egosunu kasmak için değil sapmış,yoldan çıkmış,zulmün ,haksızlığın ,zinanın ve bu tür olayların çok olduğu yere din ve peygamber gönderir ki düzelip doğru yolu bulsunlar. Bunu Arap yarım adasında köleciliğin,zinanın,içkinin çok olduğu topluluğa peygamber geldikten sonra,köleciliğin ve diğer benzeri olayların azalttığını görmek mümkün. Ve birşey daha var, Sümerler’de inançlar tanrılar tarafından direkt yönetilip ve bu tanıtlar saraylar görkemli yerlerde yaşarken Tevrat incil kuranda ise peygamberlerin yani elçiler tarafından geldiği, sarayların,zenginlikler peşinde olmadıklarını görmek mümkün. Ve şunu belirtmek istiyorum kitapta söylendiği gibi Sümerler ve diğer dinler arasında 2 bin yol fark olduğunu bu süreçte o tabletlerin kayboldu, kırıldığı, ulaşılamadığı olasılığı yüksek çünkü bu süreç az bir zaman değil ondan dolayıdır ki bu bilgilerin Sümerler’den çalındığı bakılarak alındığını sanmıyorum çünkü konular ya aynı ya da birbirini destekler niteliktedir bura da tekrar anlıyoruz ki tek yaratıcı tarafından dönem dönem sistemli şekilde peygamberler aracılığı ile indiğidir. Ve hocamızında belirttiği gibi halen kırık,ulaşılamayan bir çok tabletler var onlar meydana çıkar mı? bilmem ama çıkınca neleri değiştirip yol vereceğini de kestiremeyiz Dinlerin inançların Sümerler’den önce de var olduğunu delil ve açıklamalarda sizlere söylemiş bulunmaktayım umarım faydası olur Söylenecek bir çok örnek ve olaylar var ki günler alır o yüzden bu konuyu burada kapatıp. Okuyanlara kolay gelsin diyorum :) Yalnız aklımı karıştıran bir kaç olaylara değinmeden geçemeyeceğim. Onları alıntı yaptığım yerlerde cevapları buldum sağ olsunlar. Yazar incil Tevrat kuranı eleştiriyor lakin verdikleri örnekler hep hadisler hemde hangi hadis kaçıncı hadis diye kaynak vermemiş. Sümerliler ile ilgili kırıktı eksikti dediği halde,bilmem şu profesör bilmem şu araştırma diye örnek verirken konu kuran ya da diğer kitaplar olunca sadece hadisler deyip hangi hadis kaynağı olduğunu söylemiyor. Öncelikle hadisler Allah tarafından yazılmadı ve her hadis doğru olmadığını herkes biliyor kurana ters olduklarını da ama kuranda bile konusu geçmeyen bir olayı hadisler böyle böyle dedi diyor. Sanırım bir hadise inanmak için kurandaki ayeti destekler nitelikte olacağını bilmiyor. Bir hadiste bu yazıyor deyip geçmek ciddi tutarsızlıktır bunu birileri anlatmamış sanırım. Konumuz incil Tevrat kuran iken Muazzez hanım sanki hadisleri eleştiriyor sanıyorum bir yandan biz müslümanlar hadislere inanınırız doğru,lakin kurandaki ayetin desteklemediği ya da ayeti olmayan hadislere değil... Tevrat gerçek değil derken bilmem kaç yüz yıl sonra yazılmış deyip reddederken bir diğer tarafta da Tevrat’a göre Hz Süleyman’ın 700 karısı varmış deyip bunu kaynak olarak göstermesi ayrı bir konu yahu akıl var mantık var sende bir insansın herkes insan 700 eş ne demek bir defa buna inanmak için insan az da olsa düşünmesi gerekmez mi ?bu adam son model makina olsa yaşlanmadan çürür patlar derler insana Ve Süleyman’ın 700 eş olayını tek kaynak değil bir çok kaynaktan bakarsa ne kadar abartıldığını ve dediğim gibi insan olarak düşündüğümüz de 700 ün imkansız olmasını insan biyolojisine bile ters olduğunu anlayacaktır.( bu konuda yanılgı olduğunu düşünüyorum) hristiyanlık ve yahudilik ile ilgili iddialarına değinmiyorum ama yazar "sümer tanrılarının heykelleri vardı hristiyanlıkta isa ve meryem'in heykeli yapılır" diyor Allah Tevrat incil kuranda heykel dikin bana onlarla ibadet yapın gibi ayetleri yoktur. Onu insanlar yapmıştır sapmış insanlar ki onların bunu yapması onların gerçek olduğunu göstermez. (Tanrı zaten o yüzden böyle sapmış insanları helak edip ya da başka din kuralları getirmiştir.) Bilakis tanrı ve peygamberleri puta karşıydı bunu İbrahim peygamberin putu kırmasıyla görmek anlamak mümkün :) “O (İbrâhîm), gizlice onların tanrılarına sokuldu: «Yemez misiniz?» dedi. (Cevap gelmeyince) «Neyiniz var ki konuşmuyorsunuz?» dedi ve gizlice üzerlerine yürüyüp sağ eliyle onlara kuvvetli bir darbe indirdi.” (es-Sâffât, 91-93) “Sonunda (İbrâhîm) onları paramparça etti. Yalnız en büyüğünü, belki ona mürâcaat ederler diye bıraktı. (Putları kırılmış gören halk:) «–Bunu tanrılarımıza kim yaptı? Muhakkak ki o, zâlimlerden biridir.» dediler. (Bir kısmı:) «–Bunları diline dolayan bir genç duyduk; kendisine İbrâhîm denilirmiş.» dediler. «–O hâlde O’nu hemen insanların gözü önüne getirin; belki şâhidlik ederler.» dediler. Devamı enbiya 58 -67 ayetlerindedir. EN ÇOK GARİPSEDİĞİM ÇOK DÜŞÜNDÜĞÜM BİR KONU Var muazzez hanım neden BÖyle söylemiş çözemedim çünkü "Mümin kadınlara da söyle: Kocalarının dışındaki kişilere bakmasınlar, ziynetlerini (süslerini) açmasınlar, örtülerini elbiselerinin üstüne örtsünler ve süslerini açıkça göstermesinler. AYETİ VAR Muazzez hanım diyor ki Bu ayete göre kadınlar ne okula gidebilecek ne de çalışabilecekler ne alaka ben anlamadım :) ayette kadınların korunmasından bahşeder. Çalışmasın, dışarıya çıkmasın , okula gitmesin falan geçmiyor o manaya da gelmiyor. Dışarı çıkarken örtünsünler dediğine göre dışarıya çıkmalarına çarşıya gitmelerine karşı değil demek :):) “Sümer kralları, Tanrıların yeryüzündeki vekili sayılıyordu. Bu inanç Hıristiyanlıkta papaya, Müslümanlıkta halifeye geçerek sürmüştür.” Denmiş Bakara suresi, ayet 30: Hani rabbin meleklere, “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım” demişti. Onlar, “Biz seni eksiksiz bilirken ve durmadan övgü ile tenzih ederken orada fesat çıkaracak ve kan dökecek birini mi yaratacaksın?” dediler. Allah “Şüphe yok ki, ben sizin bilmediklerinizi bilirim” buyurdu.” Bu halife kavramını da doğru aktarmamış. Ayette bahsettiği kişiler insanlardır. İnsanı yaratmaktan bahsediyor. Sümer krallarının Tanrı’nın yeryüzündeki vekili kavramı ile İslam’ın halife kavramı birbirine benzemiyor. Kral muhtemelen Tanrı’nın yeryüzündeki temsilcisi olarak sınırsız güç ve sorgulanamaz bir yetkiye sahipti. İslam’daki halife kavramı böyle bir şey değil. Ayrıca despotik yönetimin aksine İslam’da istişare ile karar vermek zaten Kuran’da tavsiye edilen bir yöntem. Ben Halife’lerde krallar gibi öyle körelmiş saraylar yaşamlar kendisine tapmalar görmedim :):) İlk başlarda belirttiğim gibi Dinler tek bir ortak noktası vardır. Toplumu düzeltmek, adaleti sağlamak, iyiliği desteklerdir. Ve daha çok şey var eleştirecek yorum yapacak ama bunların şimdilik yeterli olduğuna inanıyorum. İnceleme ve yorumlarım bu kadar gerek Nuh tufanı gerekse diğer konular için Daha çok inceleme yapmak isteyen arkadaşlar için alıntı yaptığım linkleri bırakıyorum kafanıza yakılanları bakmanız için Bir kaç konuyu ve linki aldığım Serhat Günaydın arkadaşımıza teşekkürlerimi sunuyorum. Linkler: islamicevaplar.com/...rler-nuh-tuf... islamicevaplar.com/...n-kaynagi-ne... islamicevaplar.com/...dinlerin-ozu... twitter.com/.../12298356943... yek1blog.blogspot.com/...sumerler-mi.... yek1blog.blogspot.com/...i-iddialari.... eksisozluk.com/...-tavsiyeler-... eksisozluk.com/...-tavsiyeler-... michaelsikkofield.blogspot.com/...an-din-ve-ku...
Kur'an, İncil ve Tevrat'ın Sumer'deki Kökeni
Kur'an, İncil ve Tevrat'ın Sumer'deki KökeniMuazzez İlmiye Çığ · Kaynak Yayınları · 20064,136 okunma
··1 alıntı·
157 görüntüleme
Serhat okurunun profil resmi
Bilgilendirici bir yazı olmuş eline sağlık kardeşim
Mehmet özalp. okurunun profil resmi
Teşekkürler kardeşim 🙏🏼 şeninde katkıların oldu hakkını yememek gerek
3 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.