Şems-i Tebrîzî, Peygamber Efendimizin güzel ahlâkını örnek alıp, bütün işlerini, âdetlerini, ahlâkını O'na uydurmaya gayret ederdi. Şâyet bir kimseden rahatsız olsa; "Yâ Rabbî! Bu
kimsenin malını ve çocuklarını çok eyle" derdi. Çünkü, Peygamber efendimiz de böyle duâ ederdi. Resûlullâh efendimizin bedduâ etmek âdetleri değildi. Şems-i Tebrîzî hazretleri; "Eğer
bir kimse bana âhiretim ile ilgili bir defâ iyilik edip, dünyâ ile ilgili
binlerce kötülük etse, ben onun bir defâ yaptığı iyiliğe nazar ederim.
Çünkü iyi ahlâk bunu icâbettirir." buyururdu. Şems-i Tebrîzî hazretleri her nerede bir cenâze görse; "Âh! Bu cenâzenin yerinde ben olsaydım. Onun yerine beni defnetselerdi." derdi. Bunu işitenler; "Niçin böyle söylüyorsun?" dediklerinde, onlara; "Âşık olanlar mâşuklarına bir ân önce kavuşmak isterler. Maksatlarına en kısa zamanda ulaşmaları makbûl değil midir? " diye cevap verirdi.