Selamun Aleyküm... Risale üç kısımdan oluşuyor malum; Ramazan Risalesi'nde orucun mahiyeti ve insanın elinde olduğunu sandığı nimetleri hatırlatıyor. Dikkat edin sandığını dedim çünkü bizde var olan nimetlerin aslında hiçbiri bile bizim değil. En basitinden bu beden benim olsaydı şu karantina günlerinde saçımın ve sakalımın uzamamasını isterdim ki gerçekten baya uzadılar. Velhasıl üstad Ramazan Risalesi'nde nimeti açıklıyor, nimet vereni görmemizi istiyor. Hekeza iktisad Risalesi'nde de verilen bu nimetleri doğru ve yerinde kullanmamız için bize bir 'önerme' sunuyor ve son olarak da Şükür Risalesin'de en başta hayat nimetinden başlayarak bütün nimete niye ve nasıl şükretmemiz gerektiğine değiniyor. Bence tam da bu ayda okunası bir 'Risalecik'. Şu alıntıyla da sözlerime son vererek bitirmek istiyorum; [Mühim bir netice için birisini hırs ile beklersin; "Aman gelmedi, aman gelmedi" deyip en nihayet hırs senin sabrını tüketip kalkar gidersin; bir dakika sonra o adam gelir; fakat beklediğin o mühim netice bozulur.] Hayatta da böyle değil mi? Ortaokula giderken bir deney okumuştum: Anasınıfına giden çoçuklara çikolata veriliyor. Ama şöyle de bir şart koşuluyor, çikolatayı yemeyip bir saat sabrederse ikinci bir çikolata verilecek. Dayanamayıp yiyen çoçukların hayatlarının geriye kalan kısımlarında da aynı davranışı sergiledikleri ve başaralı olamadıkları gözlemleniyor. Yine çikolatayı yemeyip 1 saat bekleyen çoçukların hayatta daha başarılı oldukları gözlemleniyor. Yani olumsuz bir durumla karşılaştıklarında sabırlı, yine aynı şekilde hoşlarına giden şeylere hemen sahip olma konusunda sabır gösteren kişilerin 'liderlik' ve 'hayata yön veren' insanlar olduğu sonucuna ulaşıyorlar. Şükret, sabret ve tevekkül et hayatının nasıl değiştiğini gör...

Ramazan, İktisat, Şükür RisaleleriBediüzzaman Said Nursî · Söz Basım Yayın · 2014928 okunma

·

28 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.