Gönderi

"... îtikat edilen bir Allah'ın emrine itaat edilecekse bunu içimizde hissettiğimiz, kalbimizde titrediğini duyduğumuz bir îmânin sevkiyle, sırf Allah'ın emri olduğu için, bir yüksek varlığa hürmet ve incizâbımızın tecellîsi şeklinde, başka bir menfaat ve mülâhazaya düşmeden yapacağız. Zayıflayayım ve güzelleşeyim diye, aç durayım ve vücûdumdaki toksinleri çıkarayım, romatizmam hafiflesin diye tutulan oruçla Allah'a ibâdet mefhumu arasında ne münâsebet var? Din ve ibâdet hayâtın en mânevî, maddiyattan en uzak bir safhasıdır, aralarında hiçbir müşterek nokta yoktur. Halbuki biz muhâkemelerin en cılızı ve zavallısı ile bu iki işi güyâ birleştirdiğimize zâhip oluyoruz.Yaptığımız şey din fikrine hakāretten ibarettir. Böyle anlaşılan dînin Afrika çöllerindeki vahşilerin putperestliğinden farkı yoktur."
·
39 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.