Gönderi

567 syf.
8/10 puan verdi
Başından sonuna kadar çok kez şekil değiştirmiş, plan değiştirip merkezini sürekli başka yerlerde aramış bu romanda karakterler de birbirinin yerine geçerek öncelik sırasına girmişler. Başlarda bir Don Quijote olarak resmedilmiş ve "romanımızın baş karakteri" diye tanıtılmış Frabzio'nun Waterloo komedisini izleyerek eğlenceli ve oyuncu bir roman okuyacağımızı sanarken yüz sayfa sonra saray entrikaları içerisinde kendine yer edinmeye çalışan Düşes'in siyasi romanını okumaya başlıyoruz. Düşesle uzun yolculuğumuzun ardından Fabrizio tekrar sahneye çıkarak hapishanede geliştirdiği fazlasıyla romantik ve batıl inançlarla dolu bir aşkla romanın sonunu tayin ediyor. Tüm bu entrikaların, romantik ölümsüz aşk romanslarının, batıl inançların, kehanetlerle örülmüş bölümlerin içinde bir merkez ve yapı ararken kendimizi en çok Düşese yakın görüyoruz. Diğerlerinden daha gerçek görünüyor çünkü. Yeğenine âşık oluyor, onun için her şeyi göze alıyor ama aşkına karşılık bulamayınca sıkılıyor ve eski aşkına geri dönüyor, istediğini elde etmek için prense evlenme sözü veriyor ve sonra bu sözünü tutmayarak şehirden ayrılıyor. Her şeyin iç içe geçtiği bu romanda herkes (romanın kendisi bile) diğer her şeye dönüşebilme potansiyeli içeriyor.
Parma Manastırı
Parma ManastırıStendhal · İletişim Yayınları · 20161,653 okunma
·
30 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.