Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

168 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
Emrolunduğun gibi dosdoğru ol.
Ne olacak bu Müslümanların hali? Müslümanız diyoruz demesine ama.. Yüzde 98’i Müslüman olan bir ülkede.. ..gibi başlayan genellemeler içeren cümleler kurmaya bayılırız. Çünkü Müslüman toplumlara hakim olan kapitalist düzenler çıkmaza girdiğinde, bu sorunu çözme görevinin İslam'a ait olduğunu sanırız. Oysa varolan toplum düzeni İslam tarafından oluşturulmamıştır ki çıkmazlardan kurtarmak İslam’ın yükümlülüğü olsun. “İnsanlar her neyi put olarak görmüşlerse o putlar karşılarına problem olarak çıkmaktadır. Bu açıdan bakıldığında günümüz dünyasında asıl problemin, problem diye uğraşılan konular olmadığı fakat asıl problemin kafa yapısından doğduğunu söylemek gerekir." diyor Rasim Özdenören. Put denilince aklımıza sadece ilkel somut varlıklar gelmesin. Artık soyut putlar daha popüler. Hayatımızda ilk sıraya koyduğumuz her ne varsa, sonrasında problem olarak çıkmıyor mu karşımıza? Belki şekli değişiyor, yerini bir başka önceliğe bırakıyor ancak önem derecesini asla kaybetmiyor ilk sıradaki o şey. Çünkü kafa yapımız değişmiyor. Eleştirdiğimiz, şikayet ettiğimiz ama öyle yapmakta ısrar ettiğimiz yığınla ayrıntıyla dolu hayatlarımız. Yaşamaktan gaye şikayet etmek mi, yoksa şartları daha uygun hale getirmek mi, hayatın geçiciliğine ikna olup halen nefes alabiliyorken herşeyi olabildiğince sömürebilmek mi, yoksa ebedi hayata adapte olup doğru insanlar olabilemek mi karar veremiyoruz. Dinin hayatımızın her alanını düzenleyen bir yaşam tarzı olduğunu unutup, onu dünya işlerinden ayrı bir yere koyuyoruz. Kalp temizliğinin yeterli olduğu fikriyle kendimizi kandırıyoruz. Kimimiz toplum baskısından ya da ilmi safsatalardan çekinip, belki kalbiyle iman ettiği halde, dile getirmekten çekinen Peygamber amcası misali “Ebu Talip kompleksi” taşıyor. Kimimiz İslam'ı günümüz şartlarına uydurmaya, batılı düşünme tarzı ile yorumlamaya çalışıyor. Oysa İslam’ı anlamada anlayış zeminini Allah belirliyor. Yani İslam algısının insandan, toplumdan, zamandan bağımsız bir şekilde Allah’ın istediği düşünce zemininde olması gerekiyor. Toplumsal hayatımız gibi, düşünce hayatımızın da karmaşıklaştığı böyle bi dünyada nedir müslümanca düşünmenin yöntemi? İslam konusunda bilgi sahibi olmak, müslümanca düşünmek için yeter mi? İslam’ın özüyle kaynaştırılamayan bilgi bize doğru kapıları açabilir mi? Bir kimsenin bilinçli müslüman olması için kişisel yükümlülüklerini yerine getiriyor olması yeterli mi? “Müslüman” inancından, hatta inancının geleceğinden dahi şüphe duymaması gerekense eğer “inşallah inanıyorumdur” demek yerine gönül rahatlığıyla “çok şükür inanıyorum” diyebilecek yeterlikte mi? Yoksa “Müslüman” bizim için sadece kimlikteki boş haneyi dolduran bir ifadeden ibaret mi? Eksiklik dinde mi, yoksa inandıklarını kendince yorumlayan ve yanlış uygulayan bizlerde mi? Rasim abi kitabında bunlara benzer pencereler açıyor. İslami yaşam tarzının nasıl olması yönündeki tespitleri, bakış açısı ve çözümlemeleriyle farkındalık yaratıyor. Bildiğimizi zannettiğimiz şeyleri aslında bilmediğimizi ya da bunların çok daha farklı anlamlara geldiğini gösteriyor. Daha önce hiç böyle düşünmediğimizi fark ederek kendimizi sorgulamamızı sağlıyor. Söyledikleriyle rahatımızı kaçırıyor. Rasim Özdenören, herbiri ayrı ayrı kıymetli yedi güzel adamdan birisi. Büyük düşünür, dava adamı ve müstesna bir şahsiyet. Yazdıklarını okurken ne kadar donanımlı olduğunu fark ediyorsunuz. Tabularınız yoksa, dogmalara itaat etmiyorsanız bakış açınızı değiştirecek bu kitabı okumanızı tavsiye ederim. Aklınızdaki birçok sorunun cevabını bulacaksınız.
Müslümanca Düşünme Üzerine Denemeler
Müslümanca Düşünme Üzerine DenemelerRasim Özdenören · İz Yayınları · 20208,6bin okunma
··
63 görüntüleme
Sâki okurunun profil resmi
Galiba bir kitap arıyordum.. İnceleme çok güzel ağzına sağlık. Kitabı listeye ekledim 😉🖐️
Tuğba okurunun profil resmi
Teşekkür ederim. Faydalı olabildiysem ne mutlu. 😊
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.