Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

360 syf.
10/10 puan verdi
Sabahın altı sularında bitirdiğim kitabın ile oturdum sorguluyorum düşüncelerimi yeniden. Seninle yolculuğum 3 sene önce başladı. Üç senede 3 kitap. Benim kendimi bulmaya çalıştığım 3 senede, aslında seninle beraber geçen 3 senelik yolculuktu. Hala devam ediyoruz yolculuğumuza ama senin haberin yok. Ben, sen ve kitapların. Gerçek olabilir mi dediğim her olayın içinde, kendimi sorgularken buluyorum. Kitabın 253. Sayfasında "Sahi benim hayatımın anlamı ne?" derken mesleğimin dışında ilk kez bir yanıt istedim kendime. Üzerimize bindirilen o kadar sorumluluk arasında kendime dair bir yanıt. Hayatın durup, soru sormamıza izin vermediği saniyeler arasında ne olabilirdi düşün dedim kendi kendime. Biliyordum oysa; kitaplarım ... Kendimi neden eninde sonunda kitaplara attığımı da... Neyse senden söz ediyorduk. Yine yapmışsın yapacağını be adam. Birilerinin birilerine dediğini sen bize diyorsun:"Burdayım". Senin yolculuğunda seninle beraberim. Zarf, bir nesne, belirli amaçlar için kullanılan bir eşya. Ama kim ne amaçla kullanacağına kendisi karar veriyor. Bazen bir para destesi, bazen bir belge yumağı, bazen de bir itiraf... Ama ne olursa olsun eline geçenin hayatını değiştiriyor. Bir çift göz ve bir ses tonu. Hayatımızı değiştiyor mu, EVET! Ama kimisine cennet, kimisine cehennem. Hangisini yaşadıysan sende onu yaşatıyorsun karşındaki kişiye. Mezarlıklarda sevdiği yatan hiç kimse mezarlıkları sevmez, bende sevmem. Birde yatamayan ama ölü olan cesetler var tabi ... Bir mezar insanın hayatını değiştirir mi, değiştirir. O mezar senin hikayeni, özlemini, dualarını, beddualarını hepsini dinler. O mezar sana bir ev olur mu, olur. Rahat uyuduğun bir yatak da olur. Ama sahibinden geriye kalan tek şey mezarları değildir. Birde bu dünyada bıraktıkları izler vardır. Ama en derin anlamı ile yazarında dediği gibi: "İnsanlardan geriye kalanlara mezar taşı denirdi.". Hayatın sunduğu şartlardan, tercihlerimize giden yolda geçen olaylar döngüsü. Yaşanabilen, yaşanabilecek ama bizim kendimiz yaşamadığımız sürece aklımıza bile getirmeyeceğimiz, getirmek istemeyeceğimiz, empati yapamayacağımız olaylar. Ve sonuçları, ödenecek ya da ödetilecek bedeller, istemli-istemsiz sürüklenen hayatlar. Farklı diller, farklı mezhepler, farklı karakterler olabiliriz ama acı insanoğlu için aynı duygudur. Ve biz o duygunun etrafında hayatımızı ilmik ilmik örüyoruz. Böylece onu en derinlerimize gömüyoruz. Sizinde hayatınızın anlamını bulmanız (belki de tekrar sorgulamanız) dileğiyle.
Az
AzHakan Günday · Doğan Kitap · 201921,4bin okunma
·
6 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.