Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

479 syf.
7/10 puan verdi
·
16 günde okudu
Başlangıçta hemen söyleyelim, Hasan Mutlucan’ın söylediği kahramanlık türküleri eşliğinde balkona bayrak astıracak bir kitapsa derdiniz sizi yeşil renkteki “EXIT” tabelasına doğru alalım… Yazar; işgal ve sonrası Kuva-yı milliye hareketinin yanında olup olmamanın arafını yaşayan, Osmanlının son çocuklarının hikayesine olabildiğince objektif bakmış. “Siyah” veya “beyaz” tarafın hikayesini yazıp işin kolayına kaçmak yerine “gri” de vardı deyip zor bir işin altına giriyor. Kaybedenlerin hepsine “ hain” demek ne kadar kolay, aralarında çok fazla “masum günahkar” padişah kulları da vardı diyor. Hayatları boyunca saltanatın, halifeliğin ve bunların kendisinde vücut bulduğu padişahın “çok yaşaması” için cepheden cepheye sürülen insanlara; daha dün “padişahın çok yaşaması” için emirler veren, otuzlu yaşlardaki “çocuk” komutanlar bu sefer, en az bin yaşındaki padişahları için: “ Padişah zayıf düştü – bir süre sonra, her yerde açıkça olmasa da- Padişah bir hain, gelin ona karşı savaşın “ diyorlar. Uğruna ölmeye hazır olduğun insana artık hain deniyorsa sen tuzun koktuğu bir zamanda yaşıyorsundur. Bu durumdaki insanların sayısı da hiç az değildi diyor. Tabi ki şunu da unutmamak lazım, böyle puslu bir zamanda kurtuluş savaşına destek vererek, hem bu dünyada ( padişaha karşı çıkıyorsun vatan hainisin) hem de ahirette ( halifeye karşı çıkıyorsun, anlayacağın ateş seni çağırıyor…) hayatlarını hiçe sayan atalarımıza da bir kez daha hayran kalıyoruz. Komşusuna saldıran azınlık yerin dibine batsın ama devlet zayıflayınca bağımsızlık isteğine kapılan azınlıklar, yaşadıkları “ yurtlarına” mı ihanet ettiler yoksa çok hoş bir şekilde ağırlandıkları uzun süredir kaldıkları “misafirhanelerinin” batışından mı nemalanmak istediler diye ortaya bir soru bırakıyor. Kitap çok değerli bir eser olmasına rağmen; saltanata samimi bir şekilde bağlı “ İstanbullu Hoca” nın, kuvayı milliyeci yaman bir “Küçük Ağa”ya dönüşümü çok hızlı geçilmiş. Bir de Karakol cemiyetine biraz haksızlık yapılmış gibi… Savaşın “ölmek” veya “öldürmek” değil "yaşanılan" bir olgu olduğunu anlamamak için yoğun çaba sarf eden, vatanı savunmak için "savaş duası" eden, prematüre algı sahiplerinin bu kitabı okumasını dilerim. Sözün Özü; Niko ile Salih’i birbirine düşürenler utansın…
Küçük Ağa
Küçük AğaTarık Buğra · İletişim Yayınları · 20159,8bin okunma
·
89 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.