"Sapare Aude! Aklını kullanma cesaretini göster . " İnsanın kendine yaptığı en güzel davettir bu . Aydınlanma felsefesinin mottosudur aynı zamanda . Ancak aklı ,eline yüzüne bulaştıran insanoğlu 20. Yüzyıla gelindiğinde Auschwitz ve Hiroşima'da insanlık sınavını geçemiyor.20. Yüzyıl Felsefesine giriş mahiyetindeki kitap ,dönemin canlı bir tanığından dinliyormuş gibi akıcı ve anlaşılır bir dile sahip . Bu kitapla dönemin filozoflarının hayatlarına, felsefelerine , yazarı etkinleyen filozoflara , çağın hakim düşüncelerine , filozofların bu düşüncelere verdiği tepkilere , önemli toplumsal olaylara ulaşmak mümkün.Yazarın yoğun akademik bilgiler yerine derinlemesine dönem analizi yapmayı tercih etmesi 20. Yüzyıl Felsefesine giriş yapmadan önce genel bir çerçeve çizmek için önemli bir okuma sağlayacaktır. Yazarın çağı yorumlama çabası öznel bir nitelik taşıyor ve bazı başlıklar diğerlerinden daha derine inilerek anlatılıyor kanımca .Bunlardan birincisi Heidegger‘in siyasi olarak yakın olduğu Nazilerden kopmayı hiç düşünmeyişi , Rektörlüğü sırasında uygulamaya koyduğu Nazi programı , sırf onlara uysun diye eğip büktüğü felsefi kavramları kıyasıya eleştirisidir. (Bence de haklıdır bu eleştiride )Ancak ilginç olan ,Heidegger ‘in kirli siyasi tavrına rağmen ,20. Yüzyıl felsefesindeki en etkili düşünürlerden biri olmasıdır. Diğeri kitabın Sartre ‘ a yaptığı ayrıcalıklı güzellemedir. (Sartre ile aynı ekolden oldukları için olabilir.)(Her zaman aşırı bir eleştiriye maruz kaldığını düşündüğüm Sartre güzellemesini de beğendiğimi söylemek isterim .) Son olarak yoğun bir şekilde yapılan Marksizm eleştirisi . Nazizmle Marksizm aynı oranda kötü olarak lanse edilmese de yazarın Marksizme oldukça mesafeli olduğunu açık bir şekilde anlıyoruz . Panoromik bir bakışla 20. Yüzyıl felsefesine bakmak isterseniz buyrun .Keyifli okumalar .

20. Yüzyıl Felsefe TarihiChristian Delacampagne · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201854 okunma

·

126 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

S.