Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

631 syf.
·
Puan vermedi
Aşk romanı diye tanınsa da.... Türkiye sosyalist hareketinin çınarı ve edebiyatın direniş kalemi olarak kabul edilen usta yazar ve sinema emekçisi Vedat Türkali; senarist, şair ve roman yazarıdır. Şahit olduğu olayları belleğinden kalemine duygu aktarımı yaparak yansıtması o günleri görmeyen yeni nesil için ışık olmuştur. ——— Spoiler ——— TKP (Türkiye Kominist Partisi) üyesidir. O dönemlerde yaşanan olayları eserlerine yansıtmaktadır. Daha önce okuduğum “Bir Gün Tek Başına” siyasi çevre ve zaman aşımı ile aynı yolu yürüyen gençlerle yolları kesişen Kenan ve Günsel üzerinden anlatmaktaydı. Kenan yaşadığı olaylardan dolayı bir şekilde ayrıldığı siyasi çevreye tekrar girmek ve girmemek arasındaki nedenlerine sıkışıp kalmıştı. Kayıp Romanlar da siyasi konu ve Doktor Nihat ile Esme arasında yaşananlarla bana yazarın diğer romanını anımsattı. Bir Gün Tek Başına 1974 Mavi Karanlık 1983 Yeşilçam Dedikleri Türkiye 1986 Komünist 2001 Özgürlük İçin Kürt Yazıları 2002 Güven 1999 Kayıp Romanlar 2004 ..... Eserlerinin genel kronolojisine bakma nedenim kitabın başında yazarın kendi eseri “Güven” üzerinden uzun sohbetler yapılması. Ben sadece “Bir Gün Tek Başına” kitabını okuduğum için içerik konuları hep siyasi mi acaba diye bir kronoloji istedim. Nitekim kitapta Bahs-i geçen “Güven” kitabı da siyasi hava tutmuştur. Sohbet kitap içeriğinden çok “Güven”i okuyanların ve okumayanların etrafında dönüyor olsa da içeriğin devamı olacak roman tasarısı bize konuyu hissettiriyor. Keşke “Güven”i okumuş olsaydım. Böylelikle okuyan ve okumayanlar arasında olaya Fransız kalan değil, bilen taraf olarak eşlik ederdim. Doktor Nihat Kotar yıllar süren siyasal sürgünden, tutkuyla bağlı olduğu İstanbul'una dönebildiğinde yetmişinin sonlarındadır. Devrimci bir emeklilik yaşam çizgisi çekmiştir kendince. Vedat Türkali’nin bitirdiği “Güven” eserinin bir sonu olmadığını ve sonu olması gerektiğini düşünerek bir devam kitabı yazmak ister. Bu fikir çevresinde ilgi ile karşılanır. Fakat bu isimlerden biri olan Esme, Nihat Bey’e farklı bakış açısı kazandırırken aralarında oluşan farklı bir bağ onları dışardan tasvip edilmeyecek içerden fikir, düşünce, saygı birlikteliğine götürecektir. Aralarında uçurum sayılacak bir yaş farkına rağmen filizlenen aşk. (Tasvip bir temseniz de bir şekilde size aşkları abartı gelmiyor bir süre sonra.. bense şaşırmadım bu aşka zira yazar hep bir masada bir tutku ile yol almıştı, daha önceki kitap tecrübemden biliyordum.) Bu aşkın yanında özlediği İstanbul’u ile hasret gidermek ister her fırsatta. Kitapta bolca edebiyat, tarih vardır. Bir deniz kıyısında Sait Faik anımsanmalı yer yer Çehov da anımsanarak, bir sokakta Reşat Nuri, türkülerde Karacaoğlan, Pier Loti’de tarih.... ve daha bir sürü şey. Düşünün ki edebiyata hakim bir arkadaşınız ile sohbet ediyorsunuz. Öyle keyifli bir alışveriş var. Doktor Nihat dış ülkelerde sürekli içinde olduğu sanat etkinliklerini ülkesinde izleyerek, artık kapalı olan eski örgütü adına dış ülkelerde sürdürdükleri etkinliklerden üstünde kalmış yüklüce parayı vereceği en uygun örgütü arayıp bu ağır yükten kurtulacaktır. Veda Türkali bu eserinde Doktor Nihat ile kendi kimliği ile konuk oluyor. Yazar eserde kendini anlatıp kendisi konuk olmuştur. Peki bu kadar kalın roman kendini nasıl okutuyor? İç monologlar, doğaçlamalar ile okuyucu olmaktan çok izleyici durumuna geçiyorsunuz. Tasvirler film şeridi gibi geçiyor gözlerinizin önünde. Yazarın senarist kimliği romanlarına böylelikle yansıyor. Kitapların uzun soluklu olma nedeni de. Arif Yılmaz’ın böyle bir dimağla hem dost hem akraba olması iki insan arasındaki anlatım ve kurgu ustalığını açıkça gözler önüne seriyor. Şair ruhunu ise mütevazi bir şekilde korur yazar. Kitapta sık sık şiir okuması ve anması da ruhunun bir yanından kaynaklıdır. Yine de Yahya Kemal ve Nazım Hikmet gibi yazarların varlığının yanında kendisine şair diyemez. Ben bir şiirini burda bırakayım, varın bestelenen şiirleri size merak olsun bakın. Çoğu aşina olduğunuz sesler tarafından seslendirilmiştir. “Salkım salkım tan yelleri estiğinde Mavi patiskaları yırtan gemilerinle Uzaktan seni düşünürüm İstanbul Binbir direkli Halicinde akşam Adalarında bahar Süleymaniyende güneş Hey sen güzelsin kavgamızın şehri” Senarist, roman yazarı, şair bu renkler ve yaşanmışlıkların dolu dolu bu kalemi tanıyın. Türk edebiyatında önemli bir yeri vardır. Keyifli okumalar!
Kayıp Romanlar
Kayıp RomanlarVedat Türkali · Everest Yayınları · 20041,349 okunma
·
80 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.