Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

160 syf.
9/10 puan verdi
·
9 saatte okudu
Camus, Sartre, Hande Ataizi, Sevda Demirel, Şener Şen ve İlyas Salman
YouTube kitap kanalımda Albert Camus'nün hayatı, bütün kitapları ve kronolojik okuma sırası hakkında bilgi edinebilirsiniz: ytbe.one/-_X3xWwwAoA Fransız fırınlarından aldıkları bagetleri koltuk altlarında taşıyan şık giyimli Batılı kadınlar ile Selefi-İslami hareketi savunan adamların Casablanca filminin etnik çeşitliliğiyle bir araya getirilmişcesine yaşadığı Cezayir'de doğmuş bir adam, neden Yunan mitolojisindeki bir başka adamla ilgileniyordu? Hızlı bir inceleme olacak. Alıntılarla Yaşıyorum Okuma Grubu'nun ilk ayında bu kitabı okuduk ve Camus, 1913'te Fransız sömürgesi Cezayir'de doğdu. Gençliği I. Dünya Savaşı ve II. Dünya Savaşı arasında geçti. Bu iki savaşın arasının çocuğu faşizm. Faşizm geldiyse hümanizm, ahlaki, dini, kültürel, entelektüel değerler gider, yerine militarizm, seçicilik, ataerkillik, güçlülerin hakimiyeti gelir. Belki de Camus, Sisifos'un sadece kendi kayasına odaklanmış olup Tanrılara meydan okumasını dönemin faşizm zihniyetinden etkilenerek yaptı. Sonra Sartre ona diss attı. Ortalık Şener Şen ile İlyas Salman'ın "Aşıksan vur saza, şoförsen bas gaza" ile başlayan kahvehanedeki atışmasına döndü. Sartre dedi: "Ya biraderim, iyi güzel de sen hem Tanrısızlığı savunuyorsun hem de bütün absürt ve saçma felsefeni çok Tanrılı bir inançtan baz alıp Tanrıları suçluyorsun" dedi. Tabii, Camus şok. Sonra Camus, varoluşçu filozoflardan olmadığını ve Sisifos Söyleni kitabının da sözde varoluşçu filozoflara doğrultulduğunu söyleyince Sartre, Hande Ataizi'ne tokat atan Sevda Demirel gibi "Ne dedin sen?" deyip ayağa kalktı. Absürt kelimesinin etimolojisindeki "surdus" kelimesi, sağır, duyusuz, hissiz, tepkisiz, silik demekse Camus fiziksel bir sağırdan daha sağırdı. Matematikte + ve - sayıların arasında anlam ve eşitlik arayanlardansa Camus irrasyonel sayılardı. Ponçik ponçik filmlerdense Camus, Ingmar Bergman'ın Yedinci Mühür filminde ölümle satranç oynayan, Tanrı'ya karşı çıkan o adamdı. Ölümsüzlük iksirinden içmek isteyen Sisifos'un cezasının sonsuz olması gibi Camus de sonsuz bir saçmaydı. Hatta Sisifos'un öbür yaşamın içerisinde bulunan ölüler diyarında bu kaya cezasına çarptırılmış olması Sartre'ın yine komiğine gitti: "Ya biraderim, sen hem öbür yaşama inanmıyorsun ve ölümün insan yaşamının noktası olduğunu düşünüyorsun, hem de Sisifos miti gibi öbür yaşamda ceza çeken bir adamın varlığına inanıp onun yaptığını felsefe ediniyorsun" dedi ve Norm Ender'in Mekanın Sahibi şarkısını yayınlaması gibi masaya yumruğunu vurdu. Tabii, Camus yine şok. Sonra Camus yabancılaştı, çok yabancılaştı, dünyalarca yabancılaştı. Zaten insan önce toplumuna, sonra kendisine, sonra da kendisine yabancılaştığı kendisine bile yabancılaşırdı. Varoluş ile ilgili sorularında kendisine göre aklın yetersiz kalışıyla bir logos karşıtlığı arzulayan Camus, bir de gidip Husserl'ın fenomenolojisindeki bilinç kavramını felsefesinin merkezine koydu. Hem logos'u reddetti, hem de sadece bilinçle saçmanın algılanabileceğini söyledi. Adam o kadar özgüvenliydi ki, bir araba kazasında ölmenin en absürt ölüm olacağını söyledi, bir araba kazasında öldü, en absürt öldü. Kierkegaard'a diss attı. Tabii ölüler konuşamazdı, Sartre'a diss atsaydı ya kolaysa. Zavallı Kierkegaard mezarda olduğu için Camus'ye "cevab veremedi" Kierkegaard'ın varoluşçu felsefesini dinsel bir boşluk kalmaması gerektiğine bağlaması Camus'nün hoşuna gitmedi: "Ya biraderim, iyi güzel de, varoluşun dinle ne alakası var" dedi. Hatta bir Tanrı olmasa bile intihar etmemeliyiz, dedi. Guguk Kuşu filmindeki McMurphy'ye dönüştü. O da "Hepiniz buranın dayanılmazlığından yakındığınız halde dışarı çıkacak kadar yüreğiniz yok" demişti. Camus'nün de dışarı çıkmaya yüreği yoktu, onun Sisifos kayası kendi yaşamıydı. Oğuz Aktürk'ün size tavsiyesi, bir amacınız olsun be kardeşim. Herhangi bir amaç bile olabilir. Mesela ben hiçbir zaman sonuçlanmayacağını bilsem bile ülkede kitapsız köy okulu bırakmamayı hedefliyorum. Hediye etkinliği düzenlediğim her seferde Sisifos gibi kayayı yukarıya taşıyorum ve hediyeden sonra kaya aşağı yuvarlanıyor ve yine en başta olduğumu anlıyorum. Ama olsundu be kanka, hayat bunun için güzel ya işte. Dante'nin İlahi Komedya eserinde Araf'ta kalmış ve hayatlarında kendilerine bir amaç belirlememiş insanların peşinden koştuğu hayali bir bayrağın peşinden mi koşmak istersiniz? Frank Capra'nın Şahane Hayat filmindeki George'un dediği gibi "Keşke hiç doğmasaydım" diyenlerden misiniz? O zaman hizmet edeceğiniz bir dava olsun. Çünkü hizmet edeceğiniz bir dava ya da seveceğiniz bir insan bulup da kendinizi ne kadar çok unutursanız, kendinizi de o kadar gerçekleştirmiş olursunuz. Dostoyevski, bir amaç ve bu amaca ulaşma isteği olmadan kimse yaşayamaz dedi. Hepimiz gibi Sisifos'un da en azından bir amacı vardı, kayası. Benim kayam, köy okulları. Başkasının kayası, hayvanları mutlu etmek. Bir başkasının kayası, kayaların şekilleriyle ilgilenmek. Bir başkasının kayası, bir başkasının kayasının taşınmasına yardım etmek. Bir başkasının kayası, kitap okumak. Bir başkasının kayası, mühendis olup ülkenin refah düzeyini yükseltmek. Bir başkasının kayası, asgari ücretle geçinip gitmek. Bir başkasının kayası, avukat olup ülkede çözülmemiş dava bırakmamak. Bir başkasının kayası, gazeteci olup ülkesini habersiz bırakmamak. Bir başkasının kayası, öğretmen olup öğretmeyi öğretmek. Bir başkasının kayası, mimar olup binaların psikolojisini öğrenmek. Bir başkasının kayası, video çekip genç kitleye hitap ettikçe onları bilinçli bir okur yapabilmek. Bir başkasının kayası... Hepimizin kendine göre kayaları var.
Sisifos Söyleni
Sisifos SöyleniAlbert Camus · Can Yayınları · 20158,4bin okunma
··
11bin görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Kartal Han Yılmaz okurunun profil resmi
Hayatımda ilk defa bir kitabı daha doğrusu
Yabancı
Yabancı
ile birlikte iki kitabı tamamen özümseyerek okumuş oldum. Bu grubumuzda beraber okumamızla oldu. İyi ki böyle zor bir kitabı seçip okumuşuz diyorum. Camus'u hiçbir sayı türünü önemsemeyerek irrasyonel olarak betimlemen çok hoş olmuş. Herkes + ve - lerle uğraşıp anlam bulmaya çalışırken Camus hepsini kapsayıp hiçbirini önemsemiyor. Bir matematikçi olarak yorumundan böyle bir sonuç çıkardım. 😊
Johann Wolfgang Von Goethe
Johann Wolfgang Von Goethe
'de buluşmak üzere. ✌🙋‍♂️
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
Böyle olabildiğine sevindim Kartal, okuma grubunu başlattığımız kitaplar cidden çok değerli ve önemli kitaplardı aslında. Ben de küçük çaplı bir şok geçirdim Sisifos Söyleni'yi okurken, Allaaah şimdi nasıl anlatacağım bunu dedim. Ama neyse ki halloldu ve gayet de güzel bir derleme içerik oluşturmuş olduk hep beraber. :) Matematik ile iç içe olan insanların çıkarımımı anlayacağını çok iyi biliyordum. Tam bir irrasyoneldir Camus, o da saçmadır, sorularda gördüğümüz anda uzaklaşmak istediğimizdir Camus. :) Goethe'de görüşmek dileğiyle arkadaşım.
Betül okurunun profil resmi
Ya okurken çok eğlendim hsjshskxbsj böyle incelemeleri mükemmel ironi ve benzetmelerle harmanlayıp absürtlüğe kaçmadan aşırı başarılı bir inceleme olmuş bayıldım. Absürt falan da olmamış,sanırım tam anlamıyla anlamamışlar. Çok gerçekçi ve bir zeka sosuyla harmanlanan mizahi bir analiz olmuş. Tüm analizlerinizin böyle olma umuduyla👏🏻
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
Çok teşekkürler eğlenmenize sevindim, arada bir böyle takılıyoruz:)
Gökhan okurunun profil resmi
Elinize sağlık Oğuz bey, şaşırtırken düşündürebiliyorsunuz.. 😊
1 önceki yanıtı göster
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
Benim kendim için belirlediğim Sisifos kayası köy okullarına kitap hediye etmek ya. :)
1 sonraki yanıtı göster
Talha Dökmez okurunun profil resmi
Acaba kayalar nereden geliyor? -anneni kim doğurdu? -onun annesi. -onu kim doğurdu? -onun annesi. . . -onu kim yarattı!?!#
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
Böyle düşününce sonu gelmeyen bir silsile içinde oluruz. Bir yaratılmamış olan şart görünüyor.
L Büşra A. okurunun profil resmi
Oğuz,senin incelemende de bir uyumsuzluk söz konusu olmuş, farklı yazıyorsun ya ilginç oluyor daha çok anlamlandırdım incelemen sayesinde sanki sende bir absürtlük yazmışsın gibime geliyor... "Düşünmek, görmeyi, dikkatli olmayı yeniden öğrenmektir, bilinci yönetmektir, her düşünceyi, her imgeyi, Proust’un yaptığı gibi bir ayrıcalıklı nokta durumuna getirmektir." Bence sende Proust kadar olmasa da onun gibi bir düşünce mevcut sende sezdim bunu."Demekki düşünmek yorumlamaktır, çevirmektir." Düşünmeyi yeni öğrendim diyebilirim. Emeğine sağlık haz aldım incelemenden. :)
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
Seninki de güzel bir yorum olmuş, Proust ile birlikte düşündüğümüz her şey daha mantıklı geliyor :)
Rümeysaa okurunun profil resmi
Oğuz Aktürk farkıyla tam da Camus a yakışan uyumsuz bir inceleme olmuş keyif alarak okudum. Okurken de kendi amacımı sorguladım. Kendi kayamı bulmaktan ziyede bir kaya gibi yuvarlandığım da oldu, kendime seçtiğim ağır kayaların altında kalacakmış gibi hissettiğimde ama hayat tüm bu absürtlüğü ile devam ediyor ve keşke hiç doğmasaydım dememek için Camu gibi tüm bu uyumsuzluklara başkaldırmak gerekiyor diye düşünüyorum. Ayrıca bir köy okulunda sınıf öğretmeni olmayı hayal eden biri olarak köy okullarıyla ilgili hedefini gerçekten takdir ediyorum güzel insan. Umarım ben de öğrenmeyi sevgiyle öğreten bir öğretmen olmayı başarırım benim de kayam bu.
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
Çok teşekkürler Rümeysa, incelemeler arasında uyumsuz durması önemli. :) bence bu tür kitapları herkes kendi iç hesaplaşmasını yapmak, kendi amacını sorgulamak ve kendi yaşayışına şöyle bir çekidüzen vermek için okumalı. Zaten böyle yapmadığımız sürece kitapları okuyup rafa kaldırmanın ne anlamı kalır ki? Onlar bizim bakmamızda, dinlememizde ve hayatı görüşümüzde söz sahibi olacaklar, biz de onların değerini böyle verebileceğiz. Kayanda başarılar dilerim! :)
13 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.