"Aylardan Haziran. Gündüzlerin en uzunuyla gecelerin en kısasına zaman var daha. "
Roman bu dar zamanda, bir haziran gecesi üç beş kişinin aşklarını, korkularını, umutlarını, hayallerini ve hayal kırıklıklarını anlatıyor. Murat, Kısmet, Kardelen, Ferit, Selmin ...
Adalet Ağaoğlu'nun kullandığı bilinç akışı ve iç monolog tekniğiyle hepsinin karakterini rahat bir şekilde çözümleyebiliyorsunuz. Sanki siz de onlarla aynı masada, aynı koltukta oturuyorsunuz ve onların sıkıntılarına ve mutluluklarına ortak oluyorsunuz. Bu teknik bazen yorucu olabiliyor onu da kabul etmek gerekiyor. Romanda beni en çok etkileyen tabi ki Kısmet ve Kardelen.. Kendi dünyalarında, hayatları ellerinden alınmış kadınlar, kadınlarımız... Kardelen ve Kısmet'in iç dünyalarına girmekten hem çok keyif aldım hem derin bir üzüntü duydum. Ve çokça kendimden bir şeyler buldum..
Adalet Ağaoğlu ile yeni tanıştım ve her zaman olduğu gibi kendime kızıyorum "niye daha önce hiç okumamışım ki" diye. Adalet Agaoğlu gibi bir kadını tanımaktan gerçekten mutluluk duydum ve en yakın zamana diğer eslerini okuyacağım.