Çocuk kitaplarını diğer bütün kitaplardan ayıran en önemli özellik şüphesiz taze beyinlere verilmek istenen o ince mesajlardır. Çocuğun hayal dünyasının kapılarını açmak, kendi farkındalığı ve başka canlıların farkındalığını idrak ettirmek bu kitapta diğer önemli şeylerden yalnızca birisidir. Bu farkındalık Küçük Kara Balık kitabında sadece söz ile değil aynı zamanda görsellerle de desteklenmiştir. Kitabın baş kahramanı Kara Balık diğerlerinden farklı bir sistemle düşünen, sorgulayan, eşitsizliğe tahammül edemeyen ve sorgulamakla kalmayıp inandığı şeylerin peşinden giden bir karakterdir. Bu karakter kendi dış görünüşüne öz saygısı olan bir yapıdadır. Kendi görünüşünü eleştirenlere karşı aldığı tavır gayet açıktır;
"Eğer cahil olmasaydınız, dünyada dış görünüşünden memnun olan başkalarınında olduğunu bilirdiniz" der.
Kitapta sevemediğim tek şey ise Küçük Kara Balık tek başına güçlü bir karakter yaşamak için en büyük silahının bıçak değil düşünme stili ve zekası olması gerekirdi. Kara balığı sindirmeye çalışanlara karşı eline verilen bıçağın görsellerle desteklenmesi küçük okurlar açısından bence hoş olmamış. Çünkü küçük çocukların görsel zeka oranlarının yetişkin bir bireye göre daha gelişmiştir. Onlara verilen subliminal mesajlara daha çok dikkat edilmesi gerekir.