Öncelikle şiddet nedir? Neden gereksinim duyulur ya da kim gereksinim duyar buna? Tolstoy buna yaşadığı Rusya'nın ağır çalışma koşulları altında ezilen Rus köylüleri ile proleteryası üzerinden cevap veriyor ve en önemlisi de şiddeti yok etmek için sosyalist devlet yönetimini eleştirirken yine onun yapılmasını gerekli gördüğü yöntemi kullanıyor. Kölelik sisteminin sanayi devriminden sonra şekil değiştirip adını ücretli köleliğe bıraktığı dönemden yola çıkarak günümüze seslenen Tolstoy, buradan devlet yönetiminin başvurduğu şiddete ulaşıyor. Bunun için yasaları ortaya koyup insanları buna boyun eğmeye, aksi takdirde ölüme ( cinayete) varane dek cezalandırma ile korkutmaya başlar devlet. Ve bunun şiddet ve korku yönünden etkileneni sadece köylüler ve proleteryadır. Buna çare olarak Tolstoy, sosyalist düşünüşün üretim sürecine dahil olan herkese eşit ve adil yaklaşımını benimserken yine sosyalist düşüncenin kapitalist devleti yıkıp yerine sosyalist devleti getirme çabasını da eleştirir. Zira devletin varlığını eleştirip onu yıkmakla yerine getirilecek olan başka bir devlet, sadece önadı farklı olan bir şey olacaktır.

Zamanımızın KöleliğiLev Tolstoy · Öteki · 2016157 okunma

·

26 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

H. Ferventis