"Varoluşcu psikoterapi, bireyin varoluşundan kaynaklanan endişelere odaklanan dinamik bir terapi yaklaşımıdır." Varoluşcu psikoterapi 4 nihai kaygıyı ele alır: ölüm, özgürlük, yalıtım ve anlamsızlık. Kitabın henüz başında Varoluşcu Dinamikler'i anlatarak başlar kitaba Yalom, ve sonrasında Varoluşcu Felsefe'den bahseder. Çünkü felsefe, varoluş meselesinin tam merkezinde yer alır. Bu yüzden kitapta sıkça Camus, Sartre, Kierkegaard ve Varoluşcu Felsefe'nin en sağlam filozofu olan, benim de en sevdiğim felsefeciler arasında başları çeken, Heidegger gibi filozoflardan alıntılar görürüz. Bu filozofları anlamak kolay iş değildir. Burada Yalom'un ne kadar birikimli bir yazar olduğunu anlıyoruz. Kendisi bu konuyla ilgili, biraz da esprili bir şekilde, şöyle söylemektedir: "Psikoterapistlerin büyük çoğunluğunun eğitimi, felsefe üzerinde çok az durmayı ya da hiç durmamayı kapsadığı için, okuyucularımın herhangi bir felsefi geçmişleri olduğunu düşünmeyeceğim. Felsefi metinleri kullandığımda bunu basit bir şekilde ve mesleki bir dil kullanmadan yapmaya çalışacağım ve bu kolay bir iş olmayacak, çünkü profesyonel varoluşcu filozoflar karmaşık, zor anlaşılır bir dil kullanmada psikanaliz kuramcılarını bile geride bırakmaktadırlar. Bu alanda en önemli felsefi metin, Heidegger'in Varlık ve Zaman'ı, anlaşılma zorluğu açısından açık ara başı çekmektedir." Varoluşsal kaygılar her insanın yaşadığı türden kaygılardır. Kimileri bu sorunları göz ardı ederek çözmeye çalışırlar, ama yanılırlar çünkü kitapta da anlatıldığı üzere bu sorunlar görmezden gelindiğinde kendilerini başka yollarla dışavururlar ve problem çıkarmayı sürdürürler. Kimileri de bu sorunların farkındadır ama mücadele etme cesareti bulamazlar. Halbuki bunlar yanlış tutumlardır. Ölüm, yalıtım ve özgürlük kaygılarıyla en iyi mücadele yöntemi bu kaygıları sahiplenip, onların üstüne gitmektir. Kitapta bu temayı uzun uzun işleyecektir Yalom. Sorunlarla yüzleşilmelidir. Ancak diğer bir kaygı olan Anlamsızlık ile ilgili daha temkinli yaklaşır. Anlamsızlık, üstüne gidilmemesi gereken bir kaygıdır. İnsan yüzünü başka yöne çevirmeli, ve bağlanmalıdır hayata. Bağlandıkça bu kaygı kendiliğinden çözülecektir. Bu kitapla ilgili en büyük endişem, kitabı anlayıp anlamayacağımla ilgili bir endişeydi. Ancak Yalom kitabı öyle bir ustalıkla işlemiş ki, bu alanın dışındakiler için bile gayet anlaşılabilir olmasını sağlamış. İyi ki Yalom var, iyi ki bu kitap var. Keyifli okumalar.

Varoluşçu PsikoterapiIrvin D. Yalom · Pegasus Yayınları · 2018860 okunma

·

55 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Ahmet Haşim Delibaş