Gönderi

111 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Albert Caraco başta annesini sevmediğini söylüyor. İnsani zayıflıklardan tiksiniyor. Kadınların doğum yapması, hamile kalması, adet kanamaları yada erkeklerin bazı davranışları, aşk gibi şeylerden. Annesinin ölümünden sonra onu yüceltip kafasında onu sevebileceği bir yere koyuyor. Sonra da çizdiğim anne benim annem değil itiraf ediyorum diyor. Acı ve zevki reddediyor. Dünyaya duyduğu nefretiyse en saygın hissi olarak görüyor. Annesinin zayıflıkları onu Albert Caraco'nun gözünden düşürüyor. Belki de annesinin ölümüne üzülmesini yada bundan acı duymasını, kendi insani yönünü gösterdiği için onu idealleştirerek reddetmeye çalışıyor. Sevdiği şey dünya üzerindeki zayıf annesi değil daha yüce bir şey olacak böylece. Acının çaresi aşkınlıktır diyor. Çünkü bu adam yaşamayı reddetmiş. Acı duymak bile onun için yaşamak demek. Sonda ise "Ben yaşadım mı hiç bilmiyorum. Benim yaşamım çevrilecek bir sayfadan fazlası olmadı, yaşım elliye gelirken, elimde mürekkebin kararttığı sayfalar kaldı yalnızca. Yaşamım diye adlandırmaya cüret edemediğim şeyin tek olayı annem oldu, onun zaferi tamdır ve benim kendimi tin olarak hissetmem için yetecek kadar tenim var" demiş. İlginç adammış rahmetli.
Post Mortem
Post MortemAlbert Caraco · Versus Kitap Yayınları · 2008637 okunma
·
20 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.