Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Akıl sâhibi olan herkesin açıkça gördüğü gibi, kâinâta ibret nazarı ile bakıldığında, kâinâtdaki bütün işlerin ve hâllerin bir ni- zâm [düzen] içinde, değişmeyen kanûnlara bağlı olduğu görülür. O kanûnları koyan ve aynı şeklde hıfz eden bir Hâlıkın [yaratıcı- nın], ya’nî vâcib-ül vücûd olan, Allahü teâlânın lâzım olduğu, akl-ı selîm sâhibi olanlarca hemen anlaşılır. İşte cenâb-ı Hak, bu mebde-i evvel (Her şeyin ilk başlangıcı) ve keyfiyyeti, nasıl oldu- ğu akl ile anlaşılamıyan, ezelî ve ebedî olan, mutlak yaratıcıdır. O, bütün kemâlâtı ve üstünlükleri kendisinde toplamışdır. Ehad- dir, ya’nî zâtında, fi’llerinde ve sıfatlarında birdir. Benzeri yok- dur. Allahü teâlâ birdir, ezelîdir, ebedîdir ve kadîmdir. Her dürlü değişmekden uzakdır. Ondan başka her şey, bu varlık âleminde, zemân geçmesi ile eskiyerek bozulur ve değişmelere uğrar. Allahü teâlâ ise, her dürlü değişiklikden berîdir, uzakdır. O, hiç değişmez. “Bir, bir dahâ, iki eder” sözü zemânla hiç değişmiyeceği gibi, asr- lar ve zemânın geçmesi de, Allahü teâlânın birliğini, ilmini ve kud- retini değişdirmez. Akl gibi bir ni’met verilmek ile, diğer mahlûklar içinden seçil- miş olan insan, yeryüzünde yaratıldığından beri, Allahü teâlânın var olduğunu anlamakdadır. Bu hakîkat, her din ve mezhebde, de- ğişik bir şekl ile açıklanarak, ortaya konmuşdur. Fekat, insanların aklları değişik, anlama kâbiliyyetleri farklı olduğundan, herkes ya- ratıcıyı aradığında, Onu kendi tabîatına, meşrebine, ilm ve idrâkı- na uygun bir tarzda tesavvur etmişdir. Onu kendi anlayışına ve meşrebine göre ta’rîf etmişdir. Çünki insan, aklının aczi ve noksan- lığı sebebi ile anlamadığını, bilmediğini, bildikleri gibi sanmışdır. Hakîkati bulduk diyenlerin çoğu, mecûsîlik, putperestlik gibi şer- rin, bâtıl şeylerin tam içine dalmışlar, bu sebeb ile şirk ve dalâlete düşmüşlerdir.
·
8 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.