Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

204 syf.
10/10 puan verdi
HİÇ GENELEVE GİTTİNİZ Mİ?
Hiç hayat kadınlarıyla empati yaptınız mı? Onların “çalışma” koşullarından haberiniz var mı, haberimiz var mı? Onlara iş verir miyiz, onlarla evlenir miyiz? Herkesin cevabı koca bir “hayır” olur. Fakat onların orada olmalarının sebebi biziz. Bedenini satan kadınların, tacize tecavüze uğramış çocukların acılarında bizim sorumsuzluğumuz,
Hayatsız Kadın Ayşe
Hayatsız Kadın AyşeAlper Uruş · Kibele Yayınları · 2019137 okunma
··2 alıntı·
1 artı 1'leme
·
1.045 görüntüleme
Sultannn okurunun profil resmi
Okurken tüylerim diken diken oldu. Bu nasıl bir hayat? İnsanın en güvendiği ailesinden darbe yemesi ve sonrasında gelen acılar. Ayşe'ye helal olsun. Yılmamış, mücadele etmiş. Ama belgeyi alsa da o artık toplum tarafından damgalı. Bir kere o damgayı yemeye gör, toplum tarafından dışlandın demektir. Toplum çok acımasız. İskenderun'da oturduğumuz zaman, (çocukluğumda) bir komşumuz vardı. Liseye giden kızı, ailesi istemediği için sevdiği gence kaçmıştı. Sonradan öğrendik ki, o genç, kızı Adana'da bir geneleve satmış. Ailesi kızlarını aldı, sahip çıktı. Keşke her aile kızlarına böyle sahip çıksa. Emeğinize sağlık. İncelemeyi okurken bile zorlandım, siz kitabı okurken kimbilir nasıl bir acı çektiniz.
marie sklodowska okurunun profil resmi
Şuan toplumda bir kahraman olarak görülüyorsa da dediğiniz gibi hala damgalı, hala geçmişini bazı kişilerle paylaşamıyormuş izlediğim videolara göre. O aileye helal olsun. Elalem ne der'i takmamış, kızının yanında durmuş. İşte olması gereken. Okuyun derim, kaldırabileceğinizi düşünüyorsanız.
Barbaros okurunun profil resmi
Ayşe Tükrükçü’yü tanıyorum. Zamanında Ateizm Derneği ile Gezi Parkı, Galatasaray Lisesi, Taksim çevresinde evsizlere çorba, kıyafet vb. ihtiyaçlar dağıtıyorduk. Çoğu uyuşturucu bağımlısıydı. İçlerinde eski Yeşilçam aktörlerine dek bir sürü insan vardı. O dağıtımların bazılarında Ayşe Tükrükçü de bizimle gelir, yardıma katılırdı. Evsizlerin çoğunu da tanırdı. Tavırlarına, davranışlarını ben türkücü Dilberay’a benzetiyordum. ☺️ Hakkında kitap yazıldığını görünce sevindim. Bundan önce
İktidarın Mahremiyeti
İktidarın Mahremiyeti
kitabını okumuştum. Orada hayatından bahsediliyordu diye hatırlıyorum.
marie sklodowska okurunun profil resmi
Yaa, ben de tanımak isterdim onu. Keşke İstanbul'da olsaydım dediğim milyon andan biri.. Tanıyorsanız okumalısınız da, size hitap edecektir.. Okudum ben de ama nedense hatırlayamadım. Bir göz atacağım.
Metehan Aydoğan okurunun profil resmi
Kimse isteyerek o işi yapmaz
marie sklodowska okurunun profil resmi
Bunu anlasa çoğu insan çok farklı gözle bakılacak onlara ama, zor.
Ecem okurunun profil resmi
Emeğine ve cesaretine teşekkür ediyorum, senin yazdıkların fazlasıyla "fazla" fakat dikkat çekmek zorunda olduğum bir konuyu yazmak istiyorum. 18 yaşındaki "yetişkin çocuklar" şehir dışına üniversite okumaya gidiyor. Bir kısmının ailesi maddi yetersizlik sebebiyle bir kısmı da "şımarmasın, çok harcamasın" diye yeterli maddi desteği vermiyor çocuğuna. Bu çocuk ordaki hayatını devam ettirmek, kişisel ihtiyaçlarını karşılamak için para bulmak zorunda. İlk tercihleri okuldan sonra bir mekanda çalışmak. Cafe, restoran, avm vs. Fakat buradaki çalışma saatleri 17:00-24:00 arası gibi ülkemizce tehlikeli saatler. Bu çocuklar orda sürekli tacize uğruyor tehlike altında kalıyor ve can korkusu ile işten ayrılmak zorunda kalıyor. Ama para lazım yaşamak için. İşte burdan sonra devreye yaşca kendisinden epey büyük, geneli evli ve çocuklu, paralı erkekler giriyor. Avına sinsice yaklaşan avcılar çocuklar mezun olana kadar onları kemiklerine kadar kemiriyor ve çocuklar çok kişiden ise tek kişiye "mecbur kalmaya" razı oluyor. Sonra ne oluyor peki? Toplumun cahil, vicdansız ve empatiden yoksun yoz kesimi kalkıp "üniversitede okuyan kızlar o*spu oluyor" diyor. Anne babalar kendi hatalarını kabul etmeyip sorumluluğu ve "suçu" evlatlarına yüklüyor. Ve şunu da ekleyeyim bu tarz faaliyetlerin en çok yaşandığı şehirler din Allah Muhammed diye en önde yaygara yapan ahlâk bekçisi, iki yüzlü leş sürülerinin olduğu şehirler.
marie sklodowska okurunun profil resmi
Evet. Hatta evli olmayan, genç bekar erkeklerden dahi bunu yapanı duydum. Sevgilisini arkadaşlarına pazarlayan. Leş hayatlar gerçekten.. Ve dediğin de maalesef doğru. Hep dinci kesimden insanların fazla olduğu yerlerde kadın sayısı da fazla...
Neşe okurunun profil resmi
Marie, ben incelemeyi okurken zorlandım. Sen kitabı nasıl okudun, yazan nasıl yaşayabildi? İnsanın insana zulmünün sınırı yok. Hep uzaktan bakıyoruz; oh, neyse ki benim başıma gelmedi, vah vah deyip yolumuza devam ediyoruz. Oysa ki bunları yapanı da, yaptıranı da yetiştiren bizleriz. Çelişkiler, çifte standartlar... Hiç bitmeyen dramlar... Hepsinin farkındayız da, benim en kabullenemediğim kısmı kadının kadını yargılaması. Onu yerin dibine sokarken kendini yücelttiğini zannetmesi. Oysa hep birlikte yuvarlanıyoruz uçuruma. Arkadaşın, komşun, tanıdığın, kısacası diğer insan güvende değilse toplum olarak güvende değiliz demektir. O bir yangın ki, bir yerden söndürsek başka yerden başlıyor. “Orda dağlar bir mezarlık Bulutlar kan salkımı sular toprakta düğüm Orda evler oda oda kanarken Burda yeşerenin canı cehenneme.” Ağlayıp sızlayalım mı? Bu mu yapabileceğimiz? Elbette hayır. Canavarın büyüğü aileden gelince belki çaresiz kalsak da çocuklarımızı doğru eğitmek, bilinçlendirmek en büyük görevimiz olsun. Çok uzattım; öfkem dağlar kadar oldu yine. Eline sağlık. Bunları okumak da, dile getirmek de, paylaşmak da cesaret ister. Cesaretin için teşekkürler.
marie sklodowska okurunun profil resmi
Aile çok önemli... Bunların sebebinin çoğu aileye hasret çekilen ortamlarda büyümek. Teşekkürler, anonim bir hesapta zor olmuyor, asıl cesaret dışarıda başlıyor. İnsanların kafasını değiştirmek de gerçekten zor. Ama buradan da olsa ufak ufak başlamak gerek. Ve tekrar teşekkür ederim, okuduğun ve düşündüğün için.
Necip G. okurunun profil resmi
Yani gece gece daraldım, nutkum tutuldu, acı çektim... Yorum bölümüne geldim, yazıp yazıp siliyorum. Hiç de yapmadığım bir şey normalde... İncelemenin ilk cümlesine dönelim: “Hiç hayat kadınlarıyla empati yaptınız mı?” Hayır yapmadım. İstesem de yapamam herhalde. Ama genelevlere giden erkeklerle empati yapabilirim belki... Neden bir insan geneleve gider? Bu da bambaşka bir soru... Her şey ne kadar yetersiz, her şey ne kadar eksik ve acımasız... Nedenler karmaşık, sonuçlara katlanmak güç... Neyse, daha fazla yazmayacağım... Bir kitap incelemesi üzerinden olağanüstü bir farkındalık makalesi... Marie, eminim okuması ayrı yazması ayrı zordur... (Bir de bunları yaşayanlar var ki işte bunun karşılığı bir kelime, bir kavram yok) Harika bir inceleme olmuş. Çığlığın sesi, satırlardan yükseldi, kulaklarımda çınlıyor şu an... Verdiğin emek için çok teşekkürler... Sevgiler...
marie sklodowska okurunun profil resmi
Çok teşekkürler hocam, benimki kitabı okuduktan sonra gelen bunaltının bir sonucuydu. Şuan yaz denilse yazamam, ben de yazıp yazıp silerim. Yumuşacık koltuklarımızda oturup konuşuyoruz bunları, karanlık sokaklarda neler olup bitiyor, bilmiyoruz.. Bize okuması, yazması zor gelen şeyler her gün yaşanıyor bir yerlerde.. En kötüsü de asla bitmeyecek olması. Yine de dileğimiz, çekip kurtatabildiklerimizi alalım bu bataklıklardan.
Yeşim okurunun profil resmi
Zina ediyor, fakat asla cünüp gezmiyoruz. Ah! Ne zor bir hayat...ne zor hayatlar...🥺 Benim bu kitaptan haberim yoktu, sayenizde haberim oldu. İlk fırsatta alırım ki katkım olsun. Elinize sağlık ☘️🌼
marie sklodowska okurunun profil resmi
Teşekkürler, ilk fırsatta okuyun 👌
Yazgı Yurdaarmağan okurunun profil resmi
Elinize ve yüreğinize sağlık👏🏻 Farkındalık yaratan kitaplardan biriymiş ve incelemeniz de bunu gösteriyor. Cesaretinizden diyeceğim istemeden, çünkü bir kadının yaşamöyküsünü, toplum tarafından dışlanan kadınların yaşamöyküsünü dile getirmek tebrik edilesi bir şey iken, "cesaret gerektiren" bir şey oluyor maalesef. Yürekten tebrik ediyorum sizi. Dilerim kadınlarımızın yaşadığı, istemeden yaşadıkları bu hayatlar ve olaylar bir son bulur artık. Kitaptan haberdar oldum sayenizde, mutlaka okuyacağım.
marie sklodowska okurunun profil resmi
Teşekkür ederim güzel yorumunuz için. Mutlaka okuyun diyorum ben de..
Tayfun okurunun profil resmi
Toplumun en dinamik kolluk kuvvetleridir hayat kadınları... Silahları, savunmaları yoktur ancak suç oranlarını -taciz, tecavüz- azaltmada onlardan iyisi yoktur. Verdiğin veriler sadece kayıtlı hayat kadınlarıdır. Ki Türkiye'deki hayat kadınlarının sayısını milyonu aştığını çok iyi söyleyebilirim. Bunlar sadece Türklerde değil; Özbek, Türkmen, Rus, Ukrayna, İran, Suriye ve yazmadığım sayısız ülke uyruklarıdır. Geneli ise mecburiyetten değil kişisel yetersizliklerinden, para hırsından, daha iyi bir yaşam arzusundan bu yolu seçmişlerdir. Günde 150 bin tl kaldıran escortlar var... 3 sene çalışır 50 sene yerim diyeni var... Ankara Bedderesi, İstanbul Karaköy, Diyarbakır Mardinkapı vs vs gibi yerlerde artık müşteri bile bulunmaz. Onlar yolu yordamı bilmeyen yeni başlayan kişilerdir. Asıl fuhuş her mahallede ve neredeyse her apartmanda !!!! Cahillik desen bu işe ciddi bir hayat kadını üniversite öğrencisi ya da mezunu, ihtiyaç desen hepsinin altında son model arabalar... Tahminimce herkes işine geldiği gibi yaşıyor. Sanırım yazarın gözlemleri zaman aşımına uğramış... Zaman değişti. İnceleme için teşekkür ederim.
marie sklodowska okurunun profil resmi
Bu kadının genelevde olduğu yıllar 90 li yıllar ki o zamanlar genelevler çok çok daha rağbet görüyordu. Kendi isteğiyle kendini satan kadınları zaten bu kadınlara bir tutamayız, benim bahsettiğim her gün çalışan değil tecavüze uğrayan ve sahipsiz olan, toplum tarafından reddedilen kadınlar. Günde milyonlarca para kaldırsa bile bu toplum yapısının ve onun yaptığının berbat bir şey olduğu gerçeğini değiştirmez. Ayrıca suç oranlarını hep beraber erkeklerin altına yatarak mı azaltacağız anlamadım?
5 sonraki yanıtı göster
20 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.