Düşünme acemilerinin anlamadığı taraf da burası. Onlar karmaşık olanın daha derin olduğunu zannederler; kavramlar karmaşıklaştıkça, yargılar çeşitlendikçe, düşünmenin nesneleri çoğaldıkça her nedense yükseleceklerine (!) İnanırlar.
Bu yüzden de karmaşıklığın, çeşitliliğin, çokluğun içine gömülmeyi önemseyip sözü çoğaltmayı marifet bilirler. Oysa sığlık, insan zihnine kendisini karmaşık bir surette sunar.